Kaynak: ABD SEC Başkanı Paul S. Atkins'in OECD Küresel Finansal Pazarlar Yuvarlak Masa Toplantısındaki ana konuşması; Çeviri: Jinse Caijing
Bayanlar, baylar, iyi akşamlar. Öncelikle, Genel Sekreter Sayın Koman'a içten tanıtımı için teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca, Caman'a bu yuvarlak masa toplantısına katılmam için davet ettiği ve küresel sermaye piyasaları rekabetini teşvik etmek ve kendi bölgelerindeki ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla zamanında bir tartışma düzenlediği için teşekkür ediyorum. Bugün burada bulunan herkesin bu hedeflere ulaşma konusunda kararlı olduğunu biliyorum, bu da sizin bugün bu toplantıya katılmanızdan belli oluyor.
Hepinizle bir araya gelmekten büyük onur duyuyorum, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) yatırımcıları koruma, adil, düzenli ve verimli bir piyasayı sürdürme ve sermaye oluşumunu teşvik etme temel misyonuna geri döndüğü bir dönemde.
Şimdi, daha fazla açıklama yapmadan önce, burada ifade ettiğim görüşlerin yalnızca kişisel görüşlerimi yansıttığını ve mutlaka SEC veya diğer komite arkadaşlarımın görüşlerini yansıtmadığını anladığınızdan eminim. Ancak benim için Fransa'ya geri dönmek bir tür eve dönmek gibidir. 1980'lerin sonlarında, New York'taki bir hukuk bürosunun Paris ofisinde genç bir avukatken, uluslararası finansın karmaşıklığını öğrendiğim gibi, kültürlerarası işbirliğinin kalıcı değerini de deneyimledim. Sonraki birkaç on yıl boyunca, SEC'de birçok kez görev yaptım ve bu, Amerika'da değer verdiğimiz ilkelerin, serbest girişimin gücü ve sermaye piyasalarının canlılığı gibi, yurtdışında da ortak noktalar bulabileceğini daha da anlamama yardımcı oldu. İşte bu ruhla, bugün iç ekonomik büyüme ve fırsatları teşvik etme konusundaki tartışmaları memnuniyetle karşılıyorum.
Yabancı İhraççılar için Özel Düzenlemeler
Yıllardır, ABD ve Avrupa iş birliği konusu beni büyülemektedir. 1992'deki "büyük patlama" öncesindeki durumu net bir şekilde hatırlıyorum; o büyük değişim Avrupa tek pazarını doğurdu ve ardından bir dizi önemli fırsatı beraberinde getirdi. O dönemde bunun içinde olan bizler için, Avrupa iç pazarının ticaret ve rekabetin itici gücüyle yavaş yavaş şekillendiğini görmek heyecan vericiydi. Bugün, Avrupa'nın tasarruf ve yatırım birliği gibi girişimleri düşündüğü bir zamanda, bu konular yeniden odak noktası haline geldi. Aynı zamanda, Avrupa kıtasının bağlantıları giderek güçlenirken, yeni Avrupa pazarının dışındaki bölgelerle bağlantıyı sürdürmek de önemlidir. Elbette, ABD gibi ülkelerin kendi refahlarını teşvik etme yollarıyla dünyayla yapıcı iş birliği sürdürmeleri gerekmektedir.
SEC'de bu öncelikler, işimizde kendini gösteriyor: Yabancı şirketleri ABD pazarına çekmek ve Amerikalılara bu şirketlere yatırım yapma fırsatı sunmak, aynı zamanda ABD ve yabancı şirketler için adil bir rekabet ortamı sağlamak ve yatırımcılarımızı korumak. Elbette, ABD sermaye piyasalarının büyüklüğü ve derinliği her zaman ABD dışındaki şirketler için cazibe merkezi olmuştur. Bu şirketler, daha yüksek değerleme, daha büyük likidite, ABD sermayesine erişim fırsatı ve finansal piyasada tanınma ve itibar artışı gibi çeşitli potansiyel faydalar elde edebilirler.
SEC'nin kurulmasından bu yana, kurallarımız, ABD sermaye piyasasına giriş yapan yabancı şirketler için özel kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kolaylıklar, ABD şirketleri ile yabancı şirketler arasındaki iş ve piyasa uygulamaları, muhasebe standartları, şirket yönetimi gereksinimleri gibi konulardaki farklılıkları tanımaktadır. Bununla birlikte, SEC her zaman ABD yatırımcılarının yabancı ihraççilerin bilgilerini tam olarak anlaması ve bu bilgilerin kendi ülke yargı yetkisi yasalarına ne ölçüde uygun olarak sağlandığını bilmesi gerektiğine dikkat etmiştir.
1983'te SEC, mevcut standartların temelini oluşturdu ve yabancı şirketlerin bu standartlara göre bu özel muamelelerden yararlanmalarını sağladı. Daha sonra, SEC, küresel pazar değişikliklerine yanıt vermek ve Amerikan yatırımcılarını korumak için bu standardı ihtiyaç duydukça yeniden değerlendirmiş ve güncellemiştir. Başkan olarak görev yaptığım dönemdeki ilk eylemlerimden biri, komiteden, finansal pazarlar ve şirket hukuku yapısındaki gelişmeleri yansıtmak için bu standardın güncellenip güncellenmemesi konusunda kamuoyunun görüşünü almak amacıyla bir kavramsal bildiri yayımlanmasını onaylamasını talep etmek olmuştur.
Bu açıklamanın amacı, Amerika Birleşik Devletleri'nde işlem gören yabancı şirketlerin, ABD'li şirketlerin yararlanamadığı avantajlardan faydalanabilmesi için ek şartlara (örneğin, minimum yabancı işlem hacmi veya ana yabancı borsa üzerinde işlem görme) tabi olup olmaması konusunda kamuoyunun görüşlerini toplamaktır.
Açıkça belirtmek gerekir ki, SEC, ABD sermaye piyasalarına girmeyi amaçlayan yabancı şirketleri memnuniyetle karşılamaktadır. Bu açıklamanın yayınlanması, SEC'in bu tür şirketlerin ABD borsasında işlem görmesini engellemeyi amaçladığı anlamına gelmez. Aksine, amacımız, son yirmi yılda ABD'de halka açılan yabancı şirketlerin sayısındaki büyük değişikliklerin ABD yatırımcıları ve ABD piyasası üzerindeki etkilerini daha iyi anlamaktır. Önemli değişikliklerden biri, SEC'e bildirilen yabancı şirketlerin bileşimi ve giderek artan sayıda şirketin, Cayman Adaları gibi, şirketin genel merkezi, faaliyet yeri ve hissedarların çıkarlarıyla ilgili yönetim çerçevesinden farklı yargı bölgelerinde kurulmasıdır. Bu değişiklikler göz önüne alındığında, SEC'in başlangıçta tüm yabancı şirketlere koşulsuz olarak özel kolaylıklar sağlama amacının hâlâ makul olup olmadığı veya kurallarımızın güncellenip güncellenmeyeceği sorgulanmaktadır. Kurallarımızı geriye dönük olarak gözden geçirerek, bunların beklenen politika hedeflerini sağlamaya devam edip etmediğini değerlendirmek, etkili bir düzenleme ajandasının işaretlerinden biridir.
Resmi görüş alma süresi geçen hafta pazartesi sona ermiş olsa da, SEC elbette son tarihten sonra gelen görüşleri dikkate alacaktır, bu da kuralları değiştirme önerisinin değerlendirilmesine yardımcı olacaktır. Bu konudaki kamu geri bildirimlerini gözden geçirmeyi dört gözle bekliyorum.
Yüksek Kalite Muhasebe Standartları
Özel ayrıcalıklara sahip yabancı ihraççı türlerini tamamen yeni bir açıdan incelerken, etkili bir denetim sisteminin temel unsuru olan yüksek kaliteli muhasebe standartları ve finansal önemini de göz ardı etmemeliyiz.
Muhasebe standartları ile ilgili olarak, Amerikan şirketleri finansal tablolarını Amerikan Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine (US GAAP) göre hazırlamak zorundadır. 2007 yılında SEC komiseri olarak görev yaptığım süre zarfında, yabancı şirketlerin Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından yayımlanan Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına (IFRS) göre finansal tablolarını hazırlamalarına izin veren kural değişikliğini desteklemek için oy kullandım ve bunun için Amerikan Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri ile karşılaştırma yapılmasını gerektirmiyordu.
SEC, koordinasyon gereksinimlerini iptal ederken, "Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu'nun sürdürülebilirliği, yönetimi ve standart belirleyici olarak sürekli bağımsızlığı, (koordinasyon gereksinimlerinin iptali) için önemli bir husus olarak belirtilmiştir; çünkü bu hususlar, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu'nun yüksek kaliteli, küresel olarak kabul görmüş standartlar geliştirmeye devam etme yeteneği ile ilişkilidir." SEC, Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı'nın (Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı'nın öncülü) Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu'na "istikrarlı bir finansman" sağlamada yetkin olduğunu özellikle vurgulamıştır.
2021 yılında, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurumu (IFRS) Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) kurulduğunu duyurdu. Bunun mütevellitleri, şimdi IASB ve ISSB için fon toplama sorumluluğunu üstleniyor. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurumu'nun yakın zamanda yetki alanının genişlemesi, uzun zamandır sahip olduğu temel sorumluluğundan sapmamalıdır; bu da IASB'ye finansman sağlamaktır. Bunun karşısında, IASB yüksek kaliteli muhasebe standartlarını teşvik etmelidir; bu standartlar, güvenilir finansal raporlamayı desteklemeye odaklanmalı ve siyasi veya sosyal gündemleri gerçekleştirmek için bir arka kapı olarak kullanılmamalıdır. Güvenilir finansal raporlama, sermaye tahsis kararlarını desteklemek için hayati öneme sahiptir. IASB'nin yeterli fon alması ve normal çalışmasıyla ilgili büyük bir ilgi duyuyoruz, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurumu'nun 'istikrarlı finansman' hedefini gerçekleştirmesini, IASB'ye ve finansal muhasebe standartlarına odaklanmasını teşvik ediyorum, yanıltıcı ve spekülatif konular yerine.
Eğer IASB yeterli ve istikrarlı bir finansal destek alamazsa, SEC'in 2007 yılında yabancı şirketlerin muhasebe standartları farklılıklarını düzenleme gerekliliğini kaldırmasının ön koşullarından biri artık geçerli olmayabilir, bu kararı geri dönük olarak gözden geçirmemiz gerekebilir.
Finansal Önemi
Elbette, yüksek kaliteli muhasebe standartlarının yanı sıra, finansal önem temelinde yapılan düzenlemeler de sermayenin etkin akışını sağlamak için bir diğer temeli oluşturmaktadır. Finansal öneme odaklanmak, bilgi açıklama gerekliliklerinin, kurumsal yönetim standartlarının ve diğer düzenleyici önlemlerin yatırımcıların çıkarlarını gözeterek şekillendiği anlamına gelir; sonuçta, yatırımcılar şirketlerin ürettiği ürünler, hizmetler ve istihdam için sermaye sağlar. Buna karşılık, çift yönlü önem temelinde düzenleme sistemi diğer finansal olmayan faktörleri de dikkate almaktadır.
Avrupa Birliği'nde, yakın zamanda kabul edilen iki yasa - Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Duyarlılığı Direktifi (CSDDD) - çift yönlü önem denetim yöntemini teşvik etti. Bu yasalar, Avrupa Birliği'nde faaliyet gösteren Amerikan şirketlerini de etkilemektedir.
Bu yasaların zorlayıcı doğası ve bunların Amerikan şirketlerine getirdiği yük konusunda derin endişelerim var, çünkü bu maliyetler Amerikan yatırımcıları ve müşterilerine yansıtılabilir. Avrupa Birliği'nin bu yasaların transatlantik ticareti aşırı derecede kısıtlamayacağına dair son zamanlardaki taahhütlerinden cesaret bulsam da, bu yasaların basitleştirilmesi ve optimize edilmesi yönündeki çabaları takdir ediyorum, ancak yine de düzenleyici sistemin odak noktasını ikili önem ilkesi yerine mali önemi esas alacak şekilde yeniden gözden geçirmek için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor. Aslında, Avrupa'nın daha fazla şirket ve yatırım çekerek sermaye piyasalarını geliştirmek istemesiyle birlikte, gereksiz raporlama yükünü azaltmaya odaklanmalı ve şirketlerin ekonomik başarısı ile hissedar refahı ile ilgisi olmayan hedefler peşinde koşmamalıdır.
Proje Kripto
Ortaklarımızı, kendi yargı yetkileri altında yatırımcı güvenini artırmaya ve piyasayı canlandırmaya çağırdığımızda, aynı öncelikler ABD'de dijital varlıkların potansiyelini serbest bırakmamızı sağlıyor.
Bugün daha önce bahsettiğim gibi, 1980'lerin sonlarında, şu anda toplantı yaptığımız yere yaklaşık dört kilometre mesafede bulunan Concorde Meydanı'nda çalışıyordum. O zamanlar, burada şu anki kimliğimle yeni teknolojilerden, daha önce tamamen reddedilen veya direniş gösterilen ancak şimdi küresel finansı köklü bir şekilde değiştiren teknolojilerden bahsetmek için geri döneceğimi hayal edemezdim. Şu anda, Victor Hugo Bulvarı'na birkaç adım mesafedeyiz ve onun sözlerini şu anı tanımlamak için almak en uygun olanı: "Halk, orduların işgaline direnebilir, ancak düşüncelerin işgaline direnemez." Orduların işgaline karşı durulabilir, ancak düşünceler bir kez olgunlaştığında, durdurulamaz. Hanımlar, baylar, bugün kabul etmeliyiz ki: kripto para birimlerinin dönemi geldi.
Uzun bir süredir, SEC kripto para endüstrisini bastırmak için soruşturma, celp ve icra yetkilerini kötüye kullanıyor. Bu uygulama sadece etkisiz değil, aynı zamanda zararlıdır; istihdam, yenilik ve sermayenin yurtdışına akmasına neden olmaktadır. Amerikalı girişimciler başta olmak üzere, büyük miktarda yatırım yapmak zorunda kalıyorlar, hukuki savunma sistemleri oluşturmak için değil, iş geliştirmek için. Bu artık tarihe karıştı.
SEC yeni bir güne merhaba dedi. Politika artık geçici uygulama eylemleriyle belirlenmeyecek. Yenilikçilerin Amerika'da başarılı olmasını sağlamak için net, öngörülebilir kurallar sunacağız. Başkan Trump, benim ve hükümetin diğer departmanlarındaki meslektaşlarımın Amerika'yı dünyanın kripto para merkezi haline getirmesi için talimat verdi ve başkanın dijital varlık pazar çalışma grubu bu çalışmaları yönlendirmek için büyük bir plan oluşturdu.
Kongre, kapsamlı bir yasayı hazırlarken, çalışma grubu Amerikan düzenleyicilerine, eskiyen kurallar kılavuzumuzu güncellemeleri için hızlı bir şekilde harekete geçmeleri talimatını verdi. Bu misyonu yerine getirmek için "Project Crypto" üzerinden çalışıyoruz; bu, menkul kıymetler kurallarını ve mevzuatını güncellemeyi amaçlayan kapsamlı bir plandır ve piyasalarımızın zincir üzerinde çalışabilmesini sağlamaktadır. Odak noktamız oldukça net: Kripto varlıkların güvenli durumunu sağlamalıyız. Çoğu kripto token, menkul kıymet değildir ve sınırları net bir şekilde belirleyeceğiz. Girişimcilerin zincir üzerinde finansman sağlamalarını, sonsuz hukuki belirsizlikle karşılaşmadan sağlamak zorundayız. Ayrıca, "süper uygulama" ticaret platformlarının yenilik yapmasına izin vermeliyiz, böylece piyasa katılımcılarının seçeneklerini artırabiliriz. Platformlar, tek bir düzenleyici çerçeve altında ticaret, kredi verme ve staking hizmetleri sunabilmelidir. Yatırımcılar, danışmanlar ve aracı kurumlar da çeşitli saklama çözümleri arasında serbestçe seçim yapabilmelidir.
Bu arada, yakın tarihli çalışma grubu raporunun ruhuna uygun olarak, SEC diğer kurumlarla işbirliği yaparak platformların kripto varlık ticareti (menkul kıymet olup olmamasına bakılmaksızın) ile staking ve borç verme gibi hizmetleri tek bir düzenleyici çerçeve altında sunabilmesini sağlayacaktır. Düzenleyici kurumların yatırımcıları korumak için gereken asgari etkili düzenleme düzeyini sağlaması gerektiğine inanıyorum, aşırıya kaçmamalıdır. Girişimcilerin, sadece en büyük mevcut işletmelerin üstesinden gelebileceği tekrarlayan kural yükünü taşımasına izin vermemeliyiz. Ticaret yerleri ve ürün rekabetini serbest bırakarak, ABD işletmelerinin küresel ölçekte adil bir şekilde rekabet etmelerini sağlamaya yardımcı olabiliriz.
Başkan Trump, Amerika'yı "inşaatçıların ülkesi" olarak adlandırdı. Benim başkanlığım süresince, SEC bu inşaatçıları teşvik edecek, onları gereksiz bürokrasi ile boğmayacak. Hedefimiz oldukça basit: Amerika'da finansal yeniliğin altın çağını başlatmak. İster tokenize edilmiş hisse senedi defterleri aracılığıyla, isterse tamamen yeni varlık sınıflarıyla olsun, Amerikan pazarında atılımlar yapmak ve Amerika'nın düzenlemesi altında Amerikan yatırımcılarına fayda sağlamak istiyoruz.
Uluslararası İşbirliği Fırsatları
Elbette, aynı yenilik ve düzenleyici netlik taahhüdüne sahip uluslararası ortaklarla stratejik işbirliği yaptığımızda, bu öncelikler en yüksek potansiyeline ulaşabilir. Sermaye en üretken kullanım alanlarına özgürce aktığı zaman, pazarlar gelişir. Kamu blok zincirleri esasen küreseldir ve ödeme ve sermaye piyasaları altyapısının modernizasyonu için nadir bir fırsat sunar. İşbirliği yoluyla, Amerika ve Avrupa iç ekonomilerimizi güçlendirebilirken, transatlantik ortaklığımızı da pekiştirebiliriz. Takdire şayan bir şekilde, Avrupa bu konuda öncülük etti. "Dijital Varlık Pazarları" raporunun belirttiği gibi, AB'nin kripto varlık pazarına ilişkin (MiCA) düzenlemesi kapsamlı bir dijital varlık çerçevesini yansıtmaktadır. Bazı Avrupa politika yapıcıları, merkeziyetsiz finans (DeFi), değiştirilemez tokenlar (NFT) ve dijital varlık kredileri gibi konuları ele almak için "MiCA 2" oluşturulmasını talep etti. Avrupa müttefiklerimizin düzenleyici netlik konusundaki ilk girişimlerinde gösterdikleri öngörüyü takdir ediyorum ve Amerika'nın bu çabalardan ders alması gerektiğine inanıyorum.
Bunu söylemekle birlikte, Amerika'nın finansal yeniliği destekleyen bir ekonomik ortam yaratma konusunda öncü olmasını sağlama kararlılığındayım. Biz hızla ilerlerken, uluslararası meslektaşlarımla işbirliği yaparak piyasaları daha yenilikçi hale getirmeyi dört gözle bekliyorum. Alexandre de Tocqueville'in dediği gibi, birlikte çalışarak özgürlük ve refahın alanını “genişletebiliriz.”
Yapay Zeka ve Finans: Pazar İnovasyonunun Yeni Çağı
Bizim açıdan, Amerika'nın finans alanındaki liderliği geleceğe yönelik planlamaya bağlıdır, geleceğe yönelik korkuya değil. Blok zinciri, varlıklarımızı ticaret ve tasfiye etme şeklimizi yeniden şekillendirirken, yapay zeka (AI) da aracılık finansmanı kapılarını açıyor - bu sistemde, otonom yapay zeka aracılar, insanın kıyaslayamayacağı bir hızda işlemler gerçekleştirebiliyor, sermaye tahsis edebiliyor ve risk yönetimi yapabiliyor ve menkul kıymetler yasası uyumluluğu kodlarına entegre edilmiştir.
Faydaları son derece büyük olabilir: daha hızlı pazarlar, daha düşük maliyetler ve daha önce sadece Wall Street büyük şirketlerine ait olan stratejilere daha geniş erişim. Yapay zekayı blok zinciri ile birleştirerek bireyleri güçlendirebilir, rekabeti artırabilir ve yeni bir refah dönemi başlatabiliriz.
Hükümetin burada sorumluluğu, makul bir düzenleyici çerçeve oluşturmak ve yeniliği engelleyen düzenleyici engelleri ortadan kaldırmaktır. Yapay zeka artık sermaye piyasamızın bir parçası haline gelmiştir ve rolü giderek artacaktır. Korku ile aşırı tepki verme cazibesine karşı koymalıyız. Zincir üstü sermaye piyasaları ve aracılık finansmanı yakında ortaya çıkacak ve dünya genelinde dikkat çekmektedir. Karşılaştığımız seçim basit ama derin: ya Amerika kendine güvenle ve kararlılıkla ileri gidecek ya da diğer ülkeler bunu yapacak. Ben liderliği, özgürlüğü ve büyümeyi seçiyorum - pazarımız, ekonomimiz ve gelecek nesil için. Daha refah içinde ve daha özgür bir toplumu birlikte inşa etmek için bizimle işbirliği yapmak isteyen uluslararası meslektaşlarla birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Son olarak, sizlerle iş birliği sayesinde gelecekteki düzenleyici önlemleri yatırımcıları koruma amacını gerçekleştirecek ve yenilikçilere ve girişimcilere yeterli gelişim alanı sağlayacak şekilde belirleyebiliriz. Daha önce de belirttiğim gibi, SEC yepyeni bir güne merhaba dedi ve sürekli ilkelerini ortaya çıkan olanaklara göre yeniden ayarlıyor. Tartıştığım düzenleyici konularda uluslararası iş birliği yapmanın, uzun vadede hem Amerika hem de dünya için fayda sağlayacağına inanıyorum. Karşımızdaki fırsatın gerektirdiği azimle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
SEC Başkanı'nın OECD Konuşması: Şifreleme ve AI Finansal İnovasyon Çağını Başlatmak
Kaynak: ABD SEC Başkanı Paul S. Atkins'in OECD Küresel Finansal Pazarlar Yuvarlak Masa Toplantısındaki ana konuşması; Çeviri: Jinse Caijing
Bayanlar, baylar, iyi akşamlar. Öncelikle, Genel Sekreter Sayın Koman'a içten tanıtımı için teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca, Caman'a bu yuvarlak masa toplantısına katılmam için davet ettiği ve küresel sermaye piyasaları rekabetini teşvik etmek ve kendi bölgelerindeki ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla zamanında bir tartışma düzenlediği için teşekkür ediyorum. Bugün burada bulunan herkesin bu hedeflere ulaşma konusunda kararlı olduğunu biliyorum, bu da sizin bugün bu toplantıya katılmanızdan belli oluyor.
Hepinizle bir araya gelmekten büyük onur duyuyorum, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) yatırımcıları koruma, adil, düzenli ve verimli bir piyasayı sürdürme ve sermaye oluşumunu teşvik etme temel misyonuna geri döndüğü bir dönemde.
Şimdi, daha fazla açıklama yapmadan önce, burada ifade ettiğim görüşlerin yalnızca kişisel görüşlerimi yansıttığını ve mutlaka SEC veya diğer komite arkadaşlarımın görüşlerini yansıtmadığını anladığınızdan eminim. Ancak benim için Fransa'ya geri dönmek bir tür eve dönmek gibidir. 1980'lerin sonlarında, New York'taki bir hukuk bürosunun Paris ofisinde genç bir avukatken, uluslararası finansın karmaşıklığını öğrendiğim gibi, kültürlerarası işbirliğinin kalıcı değerini de deneyimledim. Sonraki birkaç on yıl boyunca, SEC'de birçok kez görev yaptım ve bu, Amerika'da değer verdiğimiz ilkelerin, serbest girişimin gücü ve sermaye piyasalarının canlılığı gibi, yurtdışında da ortak noktalar bulabileceğini daha da anlamama yardımcı oldu. İşte bu ruhla, bugün iç ekonomik büyüme ve fırsatları teşvik etme konusundaki tartışmaları memnuniyetle karşılıyorum.
Yabancı İhraççılar için Özel Düzenlemeler
Yıllardır, ABD ve Avrupa iş birliği konusu beni büyülemektedir. 1992'deki "büyük patlama" öncesindeki durumu net bir şekilde hatırlıyorum; o büyük değişim Avrupa tek pazarını doğurdu ve ardından bir dizi önemli fırsatı beraberinde getirdi. O dönemde bunun içinde olan bizler için, Avrupa iç pazarının ticaret ve rekabetin itici gücüyle yavaş yavaş şekillendiğini görmek heyecan vericiydi. Bugün, Avrupa'nın tasarruf ve yatırım birliği gibi girişimleri düşündüğü bir zamanda, bu konular yeniden odak noktası haline geldi. Aynı zamanda, Avrupa kıtasının bağlantıları giderek güçlenirken, yeni Avrupa pazarının dışındaki bölgelerle bağlantıyı sürdürmek de önemlidir. Elbette, ABD gibi ülkelerin kendi refahlarını teşvik etme yollarıyla dünyayla yapıcı iş birliği sürdürmeleri gerekmektedir.
SEC'de bu öncelikler, işimizde kendini gösteriyor: Yabancı şirketleri ABD pazarına çekmek ve Amerikalılara bu şirketlere yatırım yapma fırsatı sunmak, aynı zamanda ABD ve yabancı şirketler için adil bir rekabet ortamı sağlamak ve yatırımcılarımızı korumak. Elbette, ABD sermaye piyasalarının büyüklüğü ve derinliği her zaman ABD dışındaki şirketler için cazibe merkezi olmuştur. Bu şirketler, daha yüksek değerleme, daha büyük likidite, ABD sermayesine erişim fırsatı ve finansal piyasada tanınma ve itibar artışı gibi çeşitli potansiyel faydalar elde edebilirler.
SEC'nin kurulmasından bu yana, kurallarımız, ABD sermaye piyasasına giriş yapan yabancı şirketler için özel kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kolaylıklar, ABD şirketleri ile yabancı şirketler arasındaki iş ve piyasa uygulamaları, muhasebe standartları, şirket yönetimi gereksinimleri gibi konulardaki farklılıkları tanımaktadır. Bununla birlikte, SEC her zaman ABD yatırımcılarının yabancı ihraççilerin bilgilerini tam olarak anlaması ve bu bilgilerin kendi ülke yargı yetkisi yasalarına ne ölçüde uygun olarak sağlandığını bilmesi gerektiğine dikkat etmiştir.
1983'te SEC, mevcut standartların temelini oluşturdu ve yabancı şirketlerin bu standartlara göre bu özel muamelelerden yararlanmalarını sağladı. Daha sonra, SEC, küresel pazar değişikliklerine yanıt vermek ve Amerikan yatırımcılarını korumak için bu standardı ihtiyaç duydukça yeniden değerlendirmiş ve güncellemiştir. Başkan olarak görev yaptığım dönemdeki ilk eylemlerimden biri, komiteden, finansal pazarlar ve şirket hukuku yapısındaki gelişmeleri yansıtmak için bu standardın güncellenip güncellenmemesi konusunda kamuoyunun görüşünü almak amacıyla bir kavramsal bildiri yayımlanmasını onaylamasını talep etmek olmuştur.
Bu açıklamanın amacı, Amerika Birleşik Devletleri'nde işlem gören yabancı şirketlerin, ABD'li şirketlerin yararlanamadığı avantajlardan faydalanabilmesi için ek şartlara (örneğin, minimum yabancı işlem hacmi veya ana yabancı borsa üzerinde işlem görme) tabi olup olmaması konusunda kamuoyunun görüşlerini toplamaktır.
Açıkça belirtmek gerekir ki, SEC, ABD sermaye piyasalarına girmeyi amaçlayan yabancı şirketleri memnuniyetle karşılamaktadır. Bu açıklamanın yayınlanması, SEC'in bu tür şirketlerin ABD borsasında işlem görmesini engellemeyi amaçladığı anlamına gelmez. Aksine, amacımız, son yirmi yılda ABD'de halka açılan yabancı şirketlerin sayısındaki büyük değişikliklerin ABD yatırımcıları ve ABD piyasası üzerindeki etkilerini daha iyi anlamaktır. Önemli değişikliklerden biri, SEC'e bildirilen yabancı şirketlerin bileşimi ve giderek artan sayıda şirketin, Cayman Adaları gibi, şirketin genel merkezi, faaliyet yeri ve hissedarların çıkarlarıyla ilgili yönetim çerçevesinden farklı yargı bölgelerinde kurulmasıdır. Bu değişiklikler göz önüne alındığında, SEC'in başlangıçta tüm yabancı şirketlere koşulsuz olarak özel kolaylıklar sağlama amacının hâlâ makul olup olmadığı veya kurallarımızın güncellenip güncellenmeyeceği sorgulanmaktadır. Kurallarımızı geriye dönük olarak gözden geçirerek, bunların beklenen politika hedeflerini sağlamaya devam edip etmediğini değerlendirmek, etkili bir düzenleme ajandasının işaretlerinden biridir.
Resmi görüş alma süresi geçen hafta pazartesi sona ermiş olsa da, SEC elbette son tarihten sonra gelen görüşleri dikkate alacaktır, bu da kuralları değiştirme önerisinin değerlendirilmesine yardımcı olacaktır. Bu konudaki kamu geri bildirimlerini gözden geçirmeyi dört gözle bekliyorum.
Yüksek Kalite Muhasebe Standartları
Özel ayrıcalıklara sahip yabancı ihraççı türlerini tamamen yeni bir açıdan incelerken, etkili bir denetim sisteminin temel unsuru olan yüksek kaliteli muhasebe standartları ve finansal önemini de göz ardı etmemeliyiz.
Muhasebe standartları ile ilgili olarak, Amerikan şirketleri finansal tablolarını Amerikan Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine (US GAAP) göre hazırlamak zorundadır. 2007 yılında SEC komiseri olarak görev yaptığım süre zarfında, yabancı şirketlerin Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından yayımlanan Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına (IFRS) göre finansal tablolarını hazırlamalarına izin veren kural değişikliğini desteklemek için oy kullandım ve bunun için Amerikan Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri ile karşılaştırma yapılmasını gerektirmiyordu.
SEC, koordinasyon gereksinimlerini iptal ederken, "Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu'nun sürdürülebilirliği, yönetimi ve standart belirleyici olarak sürekli bağımsızlığı, (koordinasyon gereksinimlerinin iptali) için önemli bir husus olarak belirtilmiştir; çünkü bu hususlar, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu'nun yüksek kaliteli, küresel olarak kabul görmüş standartlar geliştirmeye devam etme yeteneği ile ilişkilidir." SEC, Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi Vakfı'nın (Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı'nın öncülü) Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu'na "istikrarlı bir finansman" sağlamada yetkin olduğunu özellikle vurgulamıştır.
2021 yılında, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurumu (IFRS) Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) kurulduğunu duyurdu. Bunun mütevellitleri, şimdi IASB ve ISSB için fon toplama sorumluluğunu üstleniyor. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurumu'nun yakın zamanda yetki alanının genişlemesi, uzun zamandır sahip olduğu temel sorumluluğundan sapmamalıdır; bu da IASB'ye finansman sağlamaktır. Bunun karşısında, IASB yüksek kaliteli muhasebe standartlarını teşvik etmelidir; bu standartlar, güvenilir finansal raporlamayı desteklemeye odaklanmalı ve siyasi veya sosyal gündemleri gerçekleştirmek için bir arka kapı olarak kullanılmamalıdır. Güvenilir finansal raporlama, sermaye tahsis kararlarını desteklemek için hayati öneme sahiptir. IASB'nin yeterli fon alması ve normal çalışmasıyla ilgili büyük bir ilgi duyuyoruz, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Kurumu'nun 'istikrarlı finansman' hedefini gerçekleştirmesini, IASB'ye ve finansal muhasebe standartlarına odaklanmasını teşvik ediyorum, yanıltıcı ve spekülatif konular yerine.
Eğer IASB yeterli ve istikrarlı bir finansal destek alamazsa, SEC'in 2007 yılında yabancı şirketlerin muhasebe standartları farklılıklarını düzenleme gerekliliğini kaldırmasının ön koşullarından biri artık geçerli olmayabilir, bu kararı geri dönük olarak gözden geçirmemiz gerekebilir.
Finansal Önemi
Elbette, yüksek kaliteli muhasebe standartlarının yanı sıra, finansal önem temelinde yapılan düzenlemeler de sermayenin etkin akışını sağlamak için bir diğer temeli oluşturmaktadır. Finansal öneme odaklanmak, bilgi açıklama gerekliliklerinin, kurumsal yönetim standartlarının ve diğer düzenleyici önlemlerin yatırımcıların çıkarlarını gözeterek şekillendiği anlamına gelir; sonuçta, yatırımcılar şirketlerin ürettiği ürünler, hizmetler ve istihdam için sermaye sağlar. Buna karşılık, çift yönlü önem temelinde düzenleme sistemi diğer finansal olmayan faktörleri de dikkate almaktadır.
Avrupa Birliği'nde, yakın zamanda kabul edilen iki yasa - Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Duyarlılığı Direktifi (CSDDD) - çift yönlü önem denetim yöntemini teşvik etti. Bu yasalar, Avrupa Birliği'nde faaliyet gösteren Amerikan şirketlerini de etkilemektedir.
Bu yasaların zorlayıcı doğası ve bunların Amerikan şirketlerine getirdiği yük konusunda derin endişelerim var, çünkü bu maliyetler Amerikan yatırımcıları ve müşterilerine yansıtılabilir. Avrupa Birliği'nin bu yasaların transatlantik ticareti aşırı derecede kısıtlamayacağına dair son zamanlardaki taahhütlerinden cesaret bulsam da, bu yasaların basitleştirilmesi ve optimize edilmesi yönündeki çabaları takdir ediyorum, ancak yine de düzenleyici sistemin odak noktasını ikili önem ilkesi yerine mali önemi esas alacak şekilde yeniden gözden geçirmek için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor. Aslında, Avrupa'nın daha fazla şirket ve yatırım çekerek sermaye piyasalarını geliştirmek istemesiyle birlikte, gereksiz raporlama yükünü azaltmaya odaklanmalı ve şirketlerin ekonomik başarısı ile hissedar refahı ile ilgisi olmayan hedefler peşinde koşmamalıdır.
Proje Kripto
Ortaklarımızı, kendi yargı yetkileri altında yatırımcı güvenini artırmaya ve piyasayı canlandırmaya çağırdığımızda, aynı öncelikler ABD'de dijital varlıkların potansiyelini serbest bırakmamızı sağlıyor.
Bugün daha önce bahsettiğim gibi, 1980'lerin sonlarında, şu anda toplantı yaptığımız yere yaklaşık dört kilometre mesafede bulunan Concorde Meydanı'nda çalışıyordum. O zamanlar, burada şu anki kimliğimle yeni teknolojilerden, daha önce tamamen reddedilen veya direniş gösterilen ancak şimdi küresel finansı köklü bir şekilde değiştiren teknolojilerden bahsetmek için geri döneceğimi hayal edemezdim. Şu anda, Victor Hugo Bulvarı'na birkaç adım mesafedeyiz ve onun sözlerini şu anı tanımlamak için almak en uygun olanı: "Halk, orduların işgaline direnebilir, ancak düşüncelerin işgaline direnemez." Orduların işgaline karşı durulabilir, ancak düşünceler bir kez olgunlaştığında, durdurulamaz. Hanımlar, baylar, bugün kabul etmeliyiz ki: kripto para birimlerinin dönemi geldi.
Uzun bir süredir, SEC kripto para endüstrisini bastırmak için soruşturma, celp ve icra yetkilerini kötüye kullanıyor. Bu uygulama sadece etkisiz değil, aynı zamanda zararlıdır; istihdam, yenilik ve sermayenin yurtdışına akmasına neden olmaktadır. Amerikalı girişimciler başta olmak üzere, büyük miktarda yatırım yapmak zorunda kalıyorlar, hukuki savunma sistemleri oluşturmak için değil, iş geliştirmek için. Bu artık tarihe karıştı.
SEC yeni bir güne merhaba dedi. Politika artık geçici uygulama eylemleriyle belirlenmeyecek. Yenilikçilerin Amerika'da başarılı olmasını sağlamak için net, öngörülebilir kurallar sunacağız. Başkan Trump, benim ve hükümetin diğer departmanlarındaki meslektaşlarımın Amerika'yı dünyanın kripto para merkezi haline getirmesi için talimat verdi ve başkanın dijital varlık pazar çalışma grubu bu çalışmaları yönlendirmek için büyük bir plan oluşturdu.
Kongre, kapsamlı bir yasayı hazırlarken, çalışma grubu Amerikan düzenleyicilerine, eskiyen kurallar kılavuzumuzu güncellemeleri için hızlı bir şekilde harekete geçmeleri talimatını verdi. Bu misyonu yerine getirmek için "Project Crypto" üzerinden çalışıyoruz; bu, menkul kıymetler kurallarını ve mevzuatını güncellemeyi amaçlayan kapsamlı bir plandır ve piyasalarımızın zincir üzerinde çalışabilmesini sağlamaktadır. Odak noktamız oldukça net: Kripto varlıkların güvenli durumunu sağlamalıyız. Çoğu kripto token, menkul kıymet değildir ve sınırları net bir şekilde belirleyeceğiz. Girişimcilerin zincir üzerinde finansman sağlamalarını, sonsuz hukuki belirsizlikle karşılaşmadan sağlamak zorundayız. Ayrıca, "süper uygulama" ticaret platformlarının yenilik yapmasına izin vermeliyiz, böylece piyasa katılımcılarının seçeneklerini artırabiliriz. Platformlar, tek bir düzenleyici çerçeve altında ticaret, kredi verme ve staking hizmetleri sunabilmelidir. Yatırımcılar, danışmanlar ve aracı kurumlar da çeşitli saklama çözümleri arasında serbestçe seçim yapabilmelidir.
Bu arada, yakın tarihli çalışma grubu raporunun ruhuna uygun olarak, SEC diğer kurumlarla işbirliği yaparak platformların kripto varlık ticareti (menkul kıymet olup olmamasına bakılmaksızın) ile staking ve borç verme gibi hizmetleri tek bir düzenleyici çerçeve altında sunabilmesini sağlayacaktır. Düzenleyici kurumların yatırımcıları korumak için gereken asgari etkili düzenleme düzeyini sağlaması gerektiğine inanıyorum, aşırıya kaçmamalıdır. Girişimcilerin, sadece en büyük mevcut işletmelerin üstesinden gelebileceği tekrarlayan kural yükünü taşımasına izin vermemeliyiz. Ticaret yerleri ve ürün rekabetini serbest bırakarak, ABD işletmelerinin küresel ölçekte adil bir şekilde rekabet etmelerini sağlamaya yardımcı olabiliriz.
Başkan Trump, Amerika'yı "inşaatçıların ülkesi" olarak adlandırdı. Benim başkanlığım süresince, SEC bu inşaatçıları teşvik edecek, onları gereksiz bürokrasi ile boğmayacak. Hedefimiz oldukça basit: Amerika'da finansal yeniliğin altın çağını başlatmak. İster tokenize edilmiş hisse senedi defterleri aracılığıyla, isterse tamamen yeni varlık sınıflarıyla olsun, Amerikan pazarında atılımlar yapmak ve Amerika'nın düzenlemesi altında Amerikan yatırımcılarına fayda sağlamak istiyoruz.
Uluslararası İşbirliği Fırsatları
Elbette, aynı yenilik ve düzenleyici netlik taahhüdüne sahip uluslararası ortaklarla stratejik işbirliği yaptığımızda, bu öncelikler en yüksek potansiyeline ulaşabilir. Sermaye en üretken kullanım alanlarına özgürce aktığı zaman, pazarlar gelişir. Kamu blok zincirleri esasen küreseldir ve ödeme ve sermaye piyasaları altyapısının modernizasyonu için nadir bir fırsat sunar. İşbirliği yoluyla, Amerika ve Avrupa iç ekonomilerimizi güçlendirebilirken, transatlantik ortaklığımızı da pekiştirebiliriz. Takdire şayan bir şekilde, Avrupa bu konuda öncülük etti. "Dijital Varlık Pazarları" raporunun belirttiği gibi, AB'nin kripto varlık pazarına ilişkin (MiCA) düzenlemesi kapsamlı bir dijital varlık çerçevesini yansıtmaktadır. Bazı Avrupa politika yapıcıları, merkeziyetsiz finans (DeFi), değiştirilemez tokenlar (NFT) ve dijital varlık kredileri gibi konuları ele almak için "MiCA 2" oluşturulmasını talep etti. Avrupa müttefiklerimizin düzenleyici netlik konusundaki ilk girişimlerinde gösterdikleri öngörüyü takdir ediyorum ve Amerika'nın bu çabalardan ders alması gerektiğine inanıyorum.
Bunu söylemekle birlikte, Amerika'nın finansal yeniliği destekleyen bir ekonomik ortam yaratma konusunda öncü olmasını sağlama kararlılığındayım. Biz hızla ilerlerken, uluslararası meslektaşlarımla işbirliği yaparak piyasaları daha yenilikçi hale getirmeyi dört gözle bekliyorum. Alexandre de Tocqueville'in dediği gibi, birlikte çalışarak özgürlük ve refahın alanını “genişletebiliriz.”
Yapay Zeka ve Finans: Pazar İnovasyonunun Yeni Çağı
Bizim açıdan, Amerika'nın finans alanındaki liderliği geleceğe yönelik planlamaya bağlıdır, geleceğe yönelik korkuya değil. Blok zinciri, varlıklarımızı ticaret ve tasfiye etme şeklimizi yeniden şekillendirirken, yapay zeka (AI) da aracılık finansmanı kapılarını açıyor - bu sistemde, otonom yapay zeka aracılar, insanın kıyaslayamayacağı bir hızda işlemler gerçekleştirebiliyor, sermaye tahsis edebiliyor ve risk yönetimi yapabiliyor ve menkul kıymetler yasası uyumluluğu kodlarına entegre edilmiştir.
Faydaları son derece büyük olabilir: daha hızlı pazarlar, daha düşük maliyetler ve daha önce sadece Wall Street büyük şirketlerine ait olan stratejilere daha geniş erişim. Yapay zekayı blok zinciri ile birleştirerek bireyleri güçlendirebilir, rekabeti artırabilir ve yeni bir refah dönemi başlatabiliriz.
Hükümetin burada sorumluluğu, makul bir düzenleyici çerçeve oluşturmak ve yeniliği engelleyen düzenleyici engelleri ortadan kaldırmaktır. Yapay zeka artık sermaye piyasamızın bir parçası haline gelmiştir ve rolü giderek artacaktır. Korku ile aşırı tepki verme cazibesine karşı koymalıyız. Zincir üstü sermaye piyasaları ve aracılık finansmanı yakında ortaya çıkacak ve dünya genelinde dikkat çekmektedir. Karşılaştığımız seçim basit ama derin: ya Amerika kendine güvenle ve kararlılıkla ileri gidecek ya da diğer ülkeler bunu yapacak. Ben liderliği, özgürlüğü ve büyümeyi seçiyorum - pazarımız, ekonomimiz ve gelecek nesil için. Daha refah içinde ve daha özgür bir toplumu birlikte inşa etmek için bizimle işbirliği yapmak isteyen uluslararası meslektaşlarla birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Son olarak, sizlerle iş birliği sayesinde gelecekteki düzenleyici önlemleri yatırımcıları koruma amacını gerçekleştirecek ve yenilikçilere ve girişimcilere yeterli gelişim alanı sağlayacak şekilde belirleyebiliriz. Daha önce de belirttiğim gibi, SEC yepyeni bir güne merhaba dedi ve sürekli ilkelerini ortaya çıkan olanaklara göre yeniden ayarlıyor. Tartıştığım düzenleyici konularda uluslararası iş birliği yapmanın, uzun vadede hem Amerika hem de dünya için fayda sağlayacağına inanıyorum. Karşımızdaki fırsatın gerektirdiği azimle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum.