Son iki büyük ülkenin cumhurbaşkanları sonunda yaklaşık iki yıldır yüz yüze görüşmedikleri toplantıyı tamamladı, bu nedenle bir analiz yazmak faydalı olur.
Dün, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi sırasında, Trump ve Xi Jinping yaklaşık bir saat kırk dakika süren doğrudan görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede, temel mutabakatlar şunlardır: Çin, nadir topraklar ve anahtar madenlerin ihracat kısıtlamalarını geçici olarak bir yıl süreyle askıya aldı. ABD ise, Çin’in büyük ölçüde Amerikan tarım ürünleri, örneğin soya fasulyesi ve alfalfa gibi ürünleri yeniden satın alacağına söz verdi, bu da bir taviz olarak görüldü.
Ayrıca, taraflar yeni bir etkileşim çerçevesi önerdi; bu kapsamda, nadir mineraller, ilaç öncü kimyasalların akışı, tarım ticareti, yarı iletkenler ve ihracat kontrolleri konularında müzakerelerin devam etmesi planlanıyor. Dikkat çekici olan nokta, görüşmenin Tayvan ile doğrudan müzakere veya açık bir taahhüt içermemesi oldu.
Görüşmeden sonra, piyasa ve medya da hızla tepki verdi: ABD’nin Çin’e tarım ürünleri ihracatı siparişlerinde hemen geri dönüş sinyalleri görüldü; örneğin, bir Amerikan sorgum (sorghum) sevkiyatı Çin’e doğru yola çıktı, bu ilk belirgin ticaret hareketidir.
Çin resmi açıklamasında, 11 Kasım’dan itibaren bazı Amerikan tarım ürünlerine uygulanan misilleme tarifelerinin kaldırılacağı belirtildi. İki taraf arasındaki ilişkilerde “geçici yumuşama” olsa da, analistler bunun sadece “ateşkes anlaşması” olduğunu ve tam bir barış antlaşması olmadığını, temel çatışmaların devam ettiğini vurguluyor.
Özetle, bu görüşme bir dönüm noktası değil, savaşın ertelenmesi için bir duraklama. Taraflar kendi çıkarlarına göre hareket etti — ABD tarım ihracatı ve teknoloji müzakereleri için alan kazandı, Çin ise ihracat kısıtlamalarının uzatılması ve ticaret pazarlarının yeniden açılması avantajını elde etti. Görünüşte yumuşama olsa da, yüksek teknolojili çip kontrolleri, teknolojik hegemonya ve tedarik zinciri yeniden yapılandırması gibi kritik konular hâlâ çözümsüz durumda. Piyasa ve gözlemciler dikkatli olmalı; çünkü bu “diplomatik gülümsemenin arkasındaki mücadele” henüz yeni başladı.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son iki büyük ülkenin cumhurbaşkanları sonunda yaklaşık iki yıldır yüz yüze görüşmedikleri toplantıyı tamamladı, bu nedenle bir analiz yazmak faydalı olur.
Dün, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi sırasında, Trump ve Xi Jinping yaklaşık bir saat kırk dakika süren doğrudan görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede, temel mutabakatlar şunlardır: Çin, nadir topraklar ve anahtar madenlerin ihracat kısıtlamalarını geçici olarak bir yıl süreyle askıya aldı.
ABD ise, Çin’in büyük ölçüde Amerikan tarım ürünleri, örneğin soya fasulyesi ve alfalfa gibi ürünleri yeniden satın alacağına söz verdi, bu da bir taviz olarak görüldü.
Ayrıca, taraflar yeni bir etkileşim çerçevesi önerdi; bu kapsamda, nadir mineraller, ilaç öncü kimyasalların akışı, tarım ticareti, yarı iletkenler ve ihracat kontrolleri konularında müzakerelerin devam etmesi planlanıyor.
Dikkat çekici olan nokta, görüşmenin Tayvan ile doğrudan müzakere veya açık bir taahhüt içermemesi oldu.
Görüşmeden sonra, piyasa ve medya da hızla tepki verdi:
ABD’nin Çin’e tarım ürünleri ihracatı siparişlerinde hemen geri dönüş sinyalleri görüldü; örneğin, bir Amerikan sorgum (sorghum) sevkiyatı Çin’e doğru yola çıktı, bu ilk belirgin ticaret hareketidir.
Çin resmi açıklamasında, 11 Kasım’dan itibaren bazı Amerikan tarım ürünlerine uygulanan misilleme tarifelerinin kaldırılacağı belirtildi.
İki taraf arasındaki ilişkilerde “geçici yumuşama” olsa da, analistler bunun sadece “ateşkes anlaşması” olduğunu ve tam bir barış antlaşması olmadığını, temel çatışmaların devam ettiğini vurguluyor.
Özetle, bu görüşme bir dönüm noktası değil, savaşın ertelenmesi için bir duraklama. Taraflar kendi çıkarlarına göre hareket etti — ABD tarım ihracatı ve teknoloji müzakereleri için alan kazandı, Çin ise ihracat kısıtlamalarının uzatılması ve ticaret pazarlarının yeniden açılması avantajını elde etti.
Görünüşte yumuşama olsa da, yüksek teknolojili çip kontrolleri, teknolojik hegemonya ve tedarik zinciri yeniden yapılandırması gibi kritik konular hâlâ çözümsüz durumda. Piyasa ve gözlemciler dikkatli olmalı; çünkü bu “diplomatik gülümsemenin arkasındaki mücadele” henüz yeni başladı.