Herkesin peşinden koştuğu anlatı: Çin bir ticaret savaşında teslim oldu. Veriler farklı bir hikaye anlatıyor—ve bu çok daha ilginç.
HİKAYENİN KİMSE BAĞLAMIYOR:
Ekim 24-28. Bu dört gün içinde:
Malezya nadir toprak anlaşmaları imzaladı
Tayland işleme haklarını güvence altına aldı
Avustralya bir $13B rafineri kurdu
Kamboçya çıkarım anlaşmalarını tamamladı
Sonra: “Çin bir anlaşma yapmaya hazır.”
Bunlar tesadüf değil. Bunlar altyapı. Manşetler “ticaret savaşı” diye bağırırken, biri sessizce alternatif tedarik zincirleri kuruyordu. Çin, nadir toprakların işlenmesinde yaklaşık %80 kontrol sağlıyordu. Ekim sonu itibarıyla? Bu artık bir tekel değil—dört kıtaya dağılmış durumda.
ÖNEMLİ SAYILAR:
Çin’in ABD ile ticaret fazlası:
2018: 758 milyar dolar, %90 nadir toprak kontrolü
2025: $578B ve azalma eğiliminde, %80 nadir toprak kontrolü
28 Ekim: $180B ticaret akışları şimdiden ASEAN’a kayıyor
Bu yıkım değil. Taşınma. Çin’den çıkan her dolar, başka yerlerde güç kazanmak için kullanılıyor.
NEDEN 48 SAAT DEĞİL DE 18 AY?
Birinci aşama anlaşması (2019)? 18 ay sürmüştü. Bu sefer? 48 saat.
Fark şu: müzakere gücü zaten kaybedildi. Nadir toprak tekelin artık işe yaramadığı, alternatif tedarikçilerin faaliyette olduğu, tarımsal ihracatın ilgisizliğe yüz tuttuğu bir ortamda—“konuşma” aşaması çok kısa hale gelir.
Bu, Çin’in taviz verdiği anlamına gelmiyor. Çin, yarını müzakere konumunun daha da kötü olacağını kabul ederek zaman kazandı.
GERÇEKTE NE TİCARET EDİLDİ:
Vergi muafiyeti değil. Kabul. Çin, şunu kabul ederek zaman kazandı:
Nadir topraklar: Artık münhasır değil
Tarımsal güç: Alternatifler varsa önemsiz
Teknoloji egemenliği: Amerikan yazılımı/pazarları olmadan sürdürülemez
DİJİTAL VE KRİPTO AÇISINDAN BİLİNMEYEN:
İşte ilginç olan: $3 trilyonlarca dolar değerinde küresel yapay zeka altyapısı inşası, büyük ölçüde Batı tedarik zincirlerine kaydı. Bu sermaye bir şekilde akmalı, saklanmalı, uzlaşmalı.
Ticaret savaşları fiziksel tedarik zincirlerini yeniden düzenlerken, finansal katman giderek merkeziyetsiz uzlaşma hatlarına yöneliyor. Bitcoin bu jeopolitik müzakerelere katılmaz. Sadece değeri işler, sınırlar önemsiz hale gelir.
İki taraflı güç kaybolurken, müzakere ortakları olmadan çalışan varlıklar stratejik açıdan ilginç hale gelir.
GERÇEK DEĞİŞİM:
Bu bir ticaret savaşı zaferi değil. Ekonomik bipolaritenin—iki bağımsız sistemin rekabet ettiği fikrin—şimdi kırıldığını gösterdi.
Yerine ne geçer? Muhtemelen: güçlerin dağıldığı, merkezi olmayan tedarik zinciri dünyası. Bu, çok kutuplu bir ekonomik sistemde mantıklı.
Ve blockchain hikayesi burada devreye giriyor: güç ve güven dağıldıkça, uzlaşma katmanı da muhtemelen dağıtılmalı.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Bir Haftada Yeniden Yapılanan Küresel Tedarik Zincirleri (Ve Neden Kripto Önemlidir)
Herkesin peşinden koştuğu anlatı: Çin bir ticaret savaşında teslim oldu. Veriler farklı bir hikaye anlatıyor—ve bu çok daha ilginç.
HİKAYENİN KİMSE BAĞLAMIYOR:
Ekim 24-28. Bu dört gün içinde:
Sonra: “Çin bir anlaşma yapmaya hazır.”
Bunlar tesadüf değil. Bunlar altyapı. Manşetler “ticaret savaşı” diye bağırırken, biri sessizce alternatif tedarik zincirleri kuruyordu. Çin, nadir toprakların işlenmesinde yaklaşık %80 kontrol sağlıyordu. Ekim sonu itibarıyla? Bu artık bir tekel değil—dört kıtaya dağılmış durumda.
ÖNEMLİ SAYILAR:
Çin’in ABD ile ticaret fazlası:
Bu yıkım değil. Taşınma. Çin’den çıkan her dolar, başka yerlerde güç kazanmak için kullanılıyor.
NEDEN 48 SAAT DEĞİL DE 18 AY?
Birinci aşama anlaşması (2019)? 18 ay sürmüştü. Bu sefer? 48 saat.
Fark şu: müzakere gücü zaten kaybedildi. Nadir toprak tekelin artık işe yaramadığı, alternatif tedarikçilerin faaliyette olduğu, tarımsal ihracatın ilgisizliğe yüz tuttuğu bir ortamda—“konuşma” aşaması çok kısa hale gelir.
Bu, Çin’in taviz verdiği anlamına gelmiyor. Çin, yarını müzakere konumunun daha da kötü olacağını kabul ederek zaman kazandı.
GERÇEKTE NE TİCARET EDİLDİ:
Vergi muafiyeti değil. Kabul. Çin, şunu kabul ederek zaman kazandı:
DİJİTAL VE KRİPTO AÇISINDAN BİLİNMEYEN:
İşte ilginç olan: $3 trilyonlarca dolar değerinde küresel yapay zeka altyapısı inşası, büyük ölçüde Batı tedarik zincirlerine kaydı. Bu sermaye bir şekilde akmalı, saklanmalı, uzlaşmalı.
Ticaret savaşları fiziksel tedarik zincirlerini yeniden düzenlerken, finansal katman giderek merkeziyetsiz uzlaşma hatlarına yöneliyor. Bitcoin bu jeopolitik müzakerelere katılmaz. Sadece değeri işler, sınırlar önemsiz hale gelir.
İki taraflı güç kaybolurken, müzakere ortakları olmadan çalışan varlıklar stratejik açıdan ilginç hale gelir.
GERÇEK DEĞİŞİM:
Bu bir ticaret savaşı zaferi değil. Ekonomik bipolaritenin—iki bağımsız sistemin rekabet ettiği fikrin—şimdi kırıldığını gösterdi.
Yerine ne geçer? Muhtemelen: güçlerin dağıldığı, merkezi olmayan tedarik zinciri dünyası. Bu, çok kutuplu bir ekonomik sistemde mantıklı.
Ve blockchain hikayesi burada devreye giriyor: güç ve güven dağıldıkça, uzlaşma katmanı da muhtemelen dağıtılmalı.