Elbette, bu parçaların çoğu gözünüze çarpıyor—görsel olarak çarpıcılar, algoritmik olarak zekice. Desenler, karmaşıklık sizi içine çekiyor. Ama işte burada işler karmaşıklaşıyor: biraz daha derine inerseniz, çoğunun tam olarak çığır açıcı olmadığını bulacaksınız. Bunlar, NFT patlamasından çok önce var olan bilgisayar tarafından üretilen sanata son derece benzer. Fark ne? O orijinal yaratıcılar, blockchain ana akım hale geldiğinde ortada yoktu. Üretken sistemlerle denemeler yapıyorlardı, algoritmik güzellikleri gizlilik içinde yaratıyorlardı, oysa NFT dalgası daha oluşmamıştı bile. Bu yüzden bu koleksiyonların göz kamaştırıcı rakamlarla satıldığını gördüğünüzde, aynı teknikleri geliştiren dijital sanatçıların bir soyunun olduğunu unutmayın—sadece tokenizasyon heyecanı olmadan. Bu alanda özgünlüğü neyin tanımladığını merak ettiriyor, değil mi?