Görünüşe göre tekrarlayan bir tema haline gelen Hindistan, bir kez daha petrol ithalatı konusundaki pozisyonunu vurgulayarak, ulusal çıkarları dış etkilerin önünde tutma konusundaki kararlılığını göstermiştir.
Güney Asya gücü, uluslararası baskıları ve ABD yönetimi tarafından yeni getirilen %50 ithalat tarifesini hiçe sayarak, en ekonomik açıdan avantajlı kaynaklardan petrol alımına devam edeceğini kesin bir dille ifade etti.
Önde gelen bir haber kanalıyla yaptığı bir röportajda, Maliye Bakanı Nirmala Sitharaman, Hindistan'ın enerji alımına yönelik pragmatik yaklaşımını vurguladı. "Karar verme sürecimiz, ulusal çıkarlarımıza en iyi şekilde hizmet eden unsurlarla yönlendirilmektedir. Bu ilkeye uygun alımlara kesinlikle devam edeceğiz," dedi.
Bu kararlı duruş, Washington'dan gelen, Hindistan'ın enerji alımlarının dolaylı olarak jeopolitik çatışmaları desteklediği yönündeki suçlamalar arasında ortaya çıkıyor.
2022'nin başlarından beri, Hindistan, belirli tedarikçilerden deniz yoluyla taşınan ham petrolün önemli bir alıcısı haline geldi ve bu durum, önemli fiyat düşüşlerinden faydalanmasını sağladı. Bazı Batı ülkeleri bu kaynaklardan uzaklaşırken, Hindistan'ın petrol ithalatında belirgin bir artış gözlemlendi.
Yeni Delhi, devam eden alımlarının piyasa istikrarına katkıda bulunduğunu savunuyor. Ancak, bu bakış açısının mevcut ABD yönetiminin ekonomik görünümüyle çelişiyor gibi göründüğü belirtiliyor.
Diplomatik Gerilimler ve Ticaret Etkileri
Son zamanlarda bir finans haber ağıyla yaptığı röportajda, ABD Ticaret Sekreteri Howard Lutnick, Hindistan'ın petrol alım stratejilerine eleştirilerde bulundu ve ticaret ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Lutnick, "Burada bir seçim yapılması gerekiyor - en büyük tüketici tabanınızı destekleyin ya da önemli tarifelerle karşılaşın. Bu durumun ne kadar süreceğini göreceğiz." dedi. Hindistan'ın yakında pozisyonunu yeniden gözden geçirebileceğini ve Washington ile diyalogları yeniden başlatmayı düşünebileceğini öne sürdü.
Hindistan, ancak kararlılığını koruyor. Sitharaman, enerji harcamasının ülkenin döviz çıkışının önemli bir kısmını oluşturduğunu açıkladı. "Kaynak ne olursa olsun, tedarik kararlarımız, fiyatlandırma, lojistik veya diğer faktörler gibi gereksinimlerimize en uygun olanına dayanmaktadır" diye vurguladı. 2025 Mart ayında sona erecek mali yılda, ham petrol ve rafine yakıt alımları, Hindistan'ın toplam ithalatının yaklaşık dörtte birini oluşturdu.
Aynı zamanda, Hindistan ile ABD arasındaki ticari ilişkiler zor bir dönemden geçiyor. Amerikan tarife engellerinin Hindistan ihracatına etkisini hafifletmeye yönelik müzakereler tıkandı. ABD ticaret yetkililerinin Yeni Delhi'ye planlanan ziyareti geçen ay iptal edildi ve o zamandan beri herhangi bir toplantı veya görüşme yapılmadı.
Ekonomik görüşmeler sekteye uğrarken, diplomatik jestler ön plana çıktı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, bu hafta Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in ev sahipliğinde yapılan Tianjin zirvesine katıldı; Rus Cumhurbaşkanı da toplantıda yer aldı.
Üç lider, Modi ve Rus mevkidaşı birlikte dururken, Çinli ev sahiplerine doğru el ele yürürken medya kameraları tarafından yakalandı.
Küresel Tepkiler ve Jeopolitik Sonuçlar
ABD yönetimi, bu gelişmelere sosyal medya aracılığıyla yanıt vererek hayal kırıklığını dile getirdi ve küresel ittifakların yeniden şekillendirilmesini önerdi. Gönderiye zirveden bir görüntü eşlik etti. Bir basın brifinginde, ABD Başkanı da bazı diplomatik gelişmelerle ilgili hayal kırıklığını iletti ancak gelişen uluslararası ortaklıklar konusunda endişeleri küçümsedi.
Hindistan Dışişleri Bakanlığı, bu yorumlar hakkında yorum yapmamayı tercih etti ve karakteristik diplomatik ihtiyatını sürdürdü. Modi de ifadeleri doğrudan ele almaktan kaçındı ve Tianjin toplantısındaki varlığının kendisi için konuşmasına izin verdi.
Bazı analistler Tianjin toplantısını, bağımsız bir yol çizmeyi hedefleyen ülkeler arasında bir dayanışma gösterisi olarak yorumladı. Zirve, çeşitli ülkelerden temsilcileri içeriyordu ve Modi'nin katılımı, ABD yönetimiyle son dönemdeki gerilimlerin ardından bazıları tarafından stratejik bir mesaj olarak değerlendirildi.
ABD yönetimi, daha önce Yeni Delhi'yi önemli bir müttefik olarak geliştirmeye çalışırken, şimdi Hindistan ile ters düşmüş durumda. Hindistan'ın enerji politikalarına yönelik Amerikan yanıtı, artan gümrük tarifeleri ve diplomatik sessizlikle birleşince, iki ülke arasında büyüyen bir ayrılığa katkıda bulunmuştur.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Hindistan, Dış Baskıları Görmezden Gelerek Petrol İthalatındaki Tutumunu Yeniden Vurguladı
5 Eyl 2025 18:12
Görünüşe göre tekrarlayan bir tema haline gelen Hindistan, bir kez daha petrol ithalatı konusundaki pozisyonunu vurgulayarak, ulusal çıkarları dış etkilerin önünde tutma konusundaki kararlılığını göstermiştir.
Güney Asya gücü, uluslararası baskıları ve ABD yönetimi tarafından yeni getirilen %50 ithalat tarifesini hiçe sayarak, en ekonomik açıdan avantajlı kaynaklardan petrol alımına devam edeceğini kesin bir dille ifade etti.
Önde gelen bir haber kanalıyla yaptığı bir röportajda, Maliye Bakanı Nirmala Sitharaman, Hindistan'ın enerji alımına yönelik pragmatik yaklaşımını vurguladı. "Karar verme sürecimiz, ulusal çıkarlarımıza en iyi şekilde hizmet eden unsurlarla yönlendirilmektedir. Bu ilkeye uygun alımlara kesinlikle devam edeceğiz," dedi.
Bu kararlı duruş, Washington'dan gelen, Hindistan'ın enerji alımlarının dolaylı olarak jeopolitik çatışmaları desteklediği yönündeki suçlamalar arasında ortaya çıkıyor.
2022'nin başlarından beri, Hindistan, belirli tedarikçilerden deniz yoluyla taşınan ham petrolün önemli bir alıcısı haline geldi ve bu durum, önemli fiyat düşüşlerinden faydalanmasını sağladı. Bazı Batı ülkeleri bu kaynaklardan uzaklaşırken, Hindistan'ın petrol ithalatında belirgin bir artış gözlemlendi.
Yeni Delhi, devam eden alımlarının piyasa istikrarına katkıda bulunduğunu savunuyor. Ancak, bu bakış açısının mevcut ABD yönetiminin ekonomik görünümüyle çelişiyor gibi göründüğü belirtiliyor.
Diplomatik Gerilimler ve Ticaret Etkileri
Son zamanlarda bir finans haber ağıyla yaptığı röportajda, ABD Ticaret Sekreteri Howard Lutnick, Hindistan'ın petrol alım stratejilerine eleştirilerde bulundu ve ticaret ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Lutnick, "Burada bir seçim yapılması gerekiyor - en büyük tüketici tabanınızı destekleyin ya da önemli tarifelerle karşılaşın. Bu durumun ne kadar süreceğini göreceğiz." dedi. Hindistan'ın yakında pozisyonunu yeniden gözden geçirebileceğini ve Washington ile diyalogları yeniden başlatmayı düşünebileceğini öne sürdü.
Hindistan, ancak kararlılığını koruyor. Sitharaman, enerji harcamasının ülkenin döviz çıkışının önemli bir kısmını oluşturduğunu açıkladı. "Kaynak ne olursa olsun, tedarik kararlarımız, fiyatlandırma, lojistik veya diğer faktörler gibi gereksinimlerimize en uygun olanına dayanmaktadır" diye vurguladı. 2025 Mart ayında sona erecek mali yılda, ham petrol ve rafine yakıt alımları, Hindistan'ın toplam ithalatının yaklaşık dörtte birini oluşturdu.
Aynı zamanda, Hindistan ile ABD arasındaki ticari ilişkiler zor bir dönemden geçiyor. Amerikan tarife engellerinin Hindistan ihracatına etkisini hafifletmeye yönelik müzakereler tıkandı. ABD ticaret yetkililerinin Yeni Delhi'ye planlanan ziyareti geçen ay iptal edildi ve o zamandan beri herhangi bir toplantı veya görüşme yapılmadı.
Ekonomik görüşmeler sekteye uğrarken, diplomatik jestler ön plana çıktı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, bu hafta Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in ev sahipliğinde yapılan Tianjin zirvesine katıldı; Rus Cumhurbaşkanı da toplantıda yer aldı.
Üç lider, Modi ve Rus mevkidaşı birlikte dururken, Çinli ev sahiplerine doğru el ele yürürken medya kameraları tarafından yakalandı.
Küresel Tepkiler ve Jeopolitik Sonuçlar
ABD yönetimi, bu gelişmelere sosyal medya aracılığıyla yanıt vererek hayal kırıklığını dile getirdi ve küresel ittifakların yeniden şekillendirilmesini önerdi. Gönderiye zirveden bir görüntü eşlik etti. Bir basın brifinginde, ABD Başkanı da bazı diplomatik gelişmelerle ilgili hayal kırıklığını iletti ancak gelişen uluslararası ortaklıklar konusunda endişeleri küçümsedi.
Hindistan Dışişleri Bakanlığı, bu yorumlar hakkında yorum yapmamayı tercih etti ve karakteristik diplomatik ihtiyatını sürdürdü. Modi de ifadeleri doğrudan ele almaktan kaçındı ve Tianjin toplantısındaki varlığının kendisi için konuşmasına izin verdi.
Bazı analistler Tianjin toplantısını, bağımsız bir yol çizmeyi hedefleyen ülkeler arasında bir dayanışma gösterisi olarak yorumladı. Zirve, çeşitli ülkelerden temsilcileri içeriyordu ve Modi'nin katılımı, ABD yönetimiyle son dönemdeki gerilimlerin ardından bazıları tarafından stratejik bir mesaj olarak değerlendirildi.
ABD yönetimi, daha önce Yeni Delhi'yi önemli bir müttefik olarak geliştirmeye çalışırken, şimdi Hindistan ile ters düşmüş durumda. Hindistan'ın enerji politikalarına yönelik Amerikan yanıtı, artan gümrük tarifeleri ve diplomatik sessizlikle birleşince, iki ülke arasında büyüyen bir ayrılığa katkıda bulunmuştur.