Yedi Ülke Eşiği: İflas Sınırındaki Mali Tragedya

1800 yılından bu yana dünya genelinde 230'dan fazla iflas olayı yaşandı, ben de birkaç ekonominin refahtan çöküşe geçtiğine tanıklık ettim. Bugün, size şu anda iflas uçurumunun kenarında yürüyen yedi ülkeyi açıklamak istiyorum; bu ülkeler kurtuluş arayışında mücadele ederken geri dönüşü olmayan bir durumla karşı karşıya.

Bu yedi ülke borç şeytanıyla dans ediyor:

Pakistan: Bir kez daha IMF'den yardım istemeye uzandı! Gerçekten de, bu "dilencilik sanatı" ile her seferinde krizi zor da olsa atlatıyorlar, ama borçların artışı ve enflasyon asla çözülmedi. Gelecek yıl yeni bir kurtarma paketi için tekrar ihtiyaç duyacaklarına bahse girerim.

Sri Lanka: 2022'de büyük bir gürültüyle iflas ilan ettikten sonra, tüm ülke kaos içindeydi ve başkanlık sarayı öfkeli halk tarafından işgal edildi. Şimdi ekonomi yavaşça toparlanıyor, ancak halk yoksulluk bataklığına saplanmış durumda ve borç hala bir kan emici yılan.

Bangladeş: Döviz rezervleri bir delik olan bir kova gibi sürekli azalıyor, fiyatların fırlaması sıradan insanların temel yaşamını bile lüks hale getiriyor. Gerçekten de bir sonraki Sri Lanka olacaklar mı? Durum oldukça kötü görünüyor.

Venezuela: Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip, ama yoksul bir hayat sürüyor! Kötü yönetim ve yolsuzluk, bu zengin ülkenin bir alay konusu olmasına neden oldu, ekonomik toparlanma mı? Saçmalık!

Arjantin: Bu ülke bir ekonomik felaket döngüsü, her birkaç yılda bir temerrüde düşmek zorunda kalıyor. Hükümet enflasyonun düşmekte olduğunu iddia ediyor, ancak yoksulluk oranı sürekli artıyor, insanların yaşamları giderek kötüleşiyor.

Zambiya: Borç yeniden yapılandırması güzel geliyor, ama gerçek şu ki bu Afrika ülkeleri sürekli büyük devletler tarafından bir para makinesi gibi kullanılıyor, asla ödenemeyen borçlar onların nesiller boyu sürecek zinciri haline geliyor.

Gana: IMF'nin uzattığı yardım eli parlak görünse de, aslında başka bir borç zinciridir. Yardım koşulları katı, halk acı veren reform önlemlerini hissetmeye başladı.

Bu ülkelere bakınca mevcut uluslararası finansal sistemin bu sıkıntıdaki ekonomilere gerçekten yardımcı olup olamayacağını sorgulamadan edemiyorum. En ironik olanı, bu ülkelerin genellikle acımasız bir döngüde sıkışıp kalmasıdır: borç almak, temerrüde düşmek, tekrar borç almak, tekrar temerrüde düşmek.

Almanya 7 kez iflas etti, İspanya 8 kez, Yunanistan 6 kez... Hatta günümüzdeki zengin ülkeler bile mali bataklığa girmişti. Tarih sürekli olarak tekerrür ediyor, ancak dersler asla gerçekten alınmış gibi görünmüyor.

Bu ülkelerin kaderi bize şunu hatırlatıyor: Ekonomik kırılganlık, bir ülkeyi her an çöküşün eşiğine itebilir. Sıradan insanlar için, çeşitlendirilmiş varlıklara sahip olmak belki de korunmanın tek yoludur.