🤫 IDO: benim kişisel acım ve mutluluğum

Ah, bu IDO'lar... Ne kadar çok paramı kaybettim onlara! Size bunu nasıl anladığımı anlatacağım, bu sıkıcı resmi tanımlamalar olmadan.

Eğer benim gibi - her zaman heyecan verici projelere geç kalan bir yatırımcıysan, o zaman IDO - diğerlerinden önce trene atlamak için şansın. Aslında, bu, projeye ait tokenları piyasaya çıkmadan önce satın aldığın zamandır.

IDO - İlk DEX Teklifi anlamına gelir, ya da basitçe - "tokenleri saf insanlara resmi lansmandan önce satmak". Tabii ki şaka yapıyorum. Ama bazen durum böyle oluyor, dürüst olalım.

Son bir yılda üç IDO'ya şahsen katıldım. Bir proje 5 katına çıktı, ikincisi hemen neredeyse sönüp gitti, üçüncü... yani, üçüncü hâlâ "gelişiyor", IDO fiyatının %90 altında işlem gören bir token için bunu söylemek mümkünse.

Gerçek hayatta bu nasıl çalışır:

1. Birkaç adam sunumla "devrim niteliğindeki" projelerinin IDO'sunu duyuruyor.
2. Sen, bir geyik gibi, bir launchpad'e kaydoluyorsun, onların yerel token'larını stake ediyorsun, Twitter'da saçma görevler yapıyorsun.
3. Eğer şanslıysan, seni katılımcı olarak seçecekler ve tokenleri "avantajlı" fiyattan satın alabileceksin.
4. Ve sonra en ilginç şey başlıyor - vesting, aylarca tokenlerini damla damla alıyorsun.

Hiçbir düzenleyici, hiçbir koruma. Risk almak istiyorsan - devam et! Ama unutma ki her Solana benzeri başarı için kaybolan yüzlerce proje var.

Tavsiyem, kaybetmeye hazır olduğunuzdan fazlasını yatırmamanızdır. Ve "whitepaper'ı titizlikle analiz etme" saçmalığını unutun. Onları onlarla okudum - çoğu aynı şeyleri vaat ediyor, ama sonuçta... işte, anladınız.

A, ve bu "tokenomik" ile ilgili güzel şemalara inanmayın. Genellikle ekip, tokenlerin büyük bir kısmını kendine ayırır ve bunları hype zirveye ulaştığında satmaya başlar. Bu yüzden dikkatli olun!

Sonuçta, IDO, az bir açgözlülük vergisi ile bir loteridir. Bazen kazanırsın, çoğu zaman kazanamazsın. Ama risk olmadan yaşamak sıkıcıysa ne yapalım?