Apple, son yedi yılda olağanüstü mali operasyon yeteneklerini sergiledi ve bu yeteneklerin etkisi, şirketin simgesel ürünlerini bile aştı. 2017 yılında Apple, Kaliforniya, Cupertino'da 5 milyar dolarlık "Apple Park" merkezini inşa etti. Ancak daha dikkat çekici olanı, sadece bir yıl sonra Apple'ın 100 milyar dolara kadar bir hisse geri alım programını duyurmasıydı; bu miktar, yeni merkezine yapılan yatırımın 20 katıydı.

Bu hareket, pazara net bir mesaj iletti: Apple sadece bir donanım şirketi değil, sermaye piyasalarındaki operasyonları da son derece başarılı. Bu hisse geri alım planı, Apple'ın on yıllık geri alım stratejisinin bir parçası olup, bu süre zarfında şirket, kendi hisselerini geri almak için 725 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Daha da etkileyici olan, Mayıs 2024'te Apple, kendi rekorunu bir kez daha kırarak 110 milyar dolarlık bir geri alım planını duyurdu.

Apple'ın bu adımları, şirketin sadece ürün düzeyinde kıtlık yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda borsa piyasasında da bu konuda ustalaştığını göstermektedir. Büyük ölçekli hisse geri alımlarıyla Apple, dolaşımdaki hisse sayısını etkili bir şekilde azaltmış ve hisse başına düşen kazancı artırmış, aynı zamanda yatırımcılara şirketin gelecekteki gelişimi konusunda güven vermiştir.

İlginçtir ki, bu strateji kripto para endüstrisi tarafından da benimseniyor gibi görünüyor. Endüstrinin önde gelen oyuncuları, örneğin sürekli vadeli işlem borsaları, benzer bir yaklaşımı daha hızlı ve daha büyük ölçekle benimsemekte. Bu, hem geleneksel teknoloji devlerinin hem de yeni ortaya çıkan kripto para endüstrisinin, sermaye piyasalarında değer yaratma ve yatırımcı çekme yollarını sürekli olarak araştırdığını göstermektedir.

Bu eğilimin gelişmesiyle birlikte, daha fazla şirketin hisse senetlerini ve piyasa değerlerini yönetmek için benzer stratejiler benimsemesini görebiliriz. Ancak bu durum, büyük çaplı geri alımların gerçekten şirketin uzun vadeli gelişimine fayda sağlayıp sağlamadığı yoksa yalnızca kısa vadede hisse fiyatını artırma aracı olup olmadığı sorusunu da gündeme getiriyor. Her durumda, Apple'ın durumu kesinlikle bize şirket finansal stratejileri üzerine derinlemesine düşünme fırsatı sunuyor.