Varlık tokenleştirmenin küresel ölçekte karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, ülkeler arasındaki düzenleyici kuralların farklılıklarıdır. Farklı ülkeler tokenleştirilmiş varlıkların tanımı ve sınıflandırması konusunda belirgin farklılıklar göstermektedir, bu da sınır ötesi dolaşımda zorluklara yol açmaktadır. Örneğin, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), menkul kıymet benzeri tokenleri "menkul kıymet" olarak görürken, Avrupa Birliği'nin MiFID II'si bunları "finansal araçlar" olarak sınıflandırmakta, Singapur Para Otoritesi (MAS) ise bunları "dijital ödeme tokenleri" olarak adlandırmaktadır. Bu düzenleyici farklılıklar, uygun bir koordinasyon mekanizması olmadan, varlıkların tek bir piyasa içinde dolaşımının kısıtlanmasına neden olacaktır.
Bu sorunu çözmek için bazı yenilikçi çözümler geliştirilmektedir. Dünya çapında tanınmış varlık yönetim şirketleri ile işbirliği yaparak, bazı platformlar "regülasyon haritalaması", "yerel uyum" ve "bölgesel kayıt" gibi aşamaları içeren uluslararası bir işbirliği sistemi inşa etmektedir. Bu yaklaşım, varlıkların Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Almanya, Singapur ve Hong Kong gibi 15 ana pazarda birden fazla ülkede ve bölgede uyumlu bir şekilde dolaşımını sağlamaktadır.
Bu küresel işbirliği sisteminin çalışması üç ana adımda bölünebilir:
Öncelikle, kapsamlı bir düzenleyici kural haritalama analizi gerçekleştirilmelidir. Bu, küresel bir bakış açısına sahip uyum ekipleriyle iş birliği yapmayı gerektirir ve hedef ülkelerin ve bölgelerin düzenleyici kurallarının detaylı bir şekilde karşılaştırılması ve haritalanmasını içerir. Örneğin, ABD SEC'nin özel sermaye yatırımcıları için yeterlilik gereksinimlerini Avrupa Birliği MiFID II ve Singapur MAS ile ilgili düzenlemeleriyle eşleştirmek, benzer yatırımcıların farklı bölgelerde yeterlilik gereksinimlerini karşılayabilmesini sağlamak için önemlidir. Aynı şekilde, varlık saklama gibi kilit aşamalarında da benzer haritalama yapılmalı ve her bölgede düzenleyici standartlara uygunluk sağlanmalıdır.
İkincisi, ana pazarlarda yerel uyum gereksinimlerine uygun yan kuruluşlar kurmaktır. Bu adım, her önemli pazarda yasal ve uyumlu varlıkların işletilmesini sağlayarak gerçek bir küresel operasyonun gerçekleştirilmesi için hayati öneme sahiptir.
Son olarak, bölgesel olarak kayıt işlemleri yapılması gerekmektedir. Bu adım, varlıkların sınır ötesi dolaşımının resmi olarak tanınması ve desteklenmesi için birden fazla ülkenin düzenleyici kurumlarıyla iletişim kurmayı ve koordinasyon sağlamayı içerebilir.
Bu karmaşık ama sistematik yaklaşım sayesinde, varlık tokenizasyonunun küreselleşme süreci yavaş yavaş ilerliyor. Bu, yatırımcılara daha fazla fırsat sunmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel finansal piyasalara entegrasyon için yeni yollar açıyor. Ancak bu süreç hâlâ birçok zorlukla karşı karşıya ve gerçek küresel varlık dolaşımının nihai olarak sağlanması için sürekli yenilik ve çeşitli tarafların yakın işbirliği gerekmektedir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Varlık tokenleştirmenin küresel ölçekte karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, ülkeler arasındaki düzenleyici kuralların farklılıklarıdır. Farklı ülkeler tokenleştirilmiş varlıkların tanımı ve sınıflandırması konusunda belirgin farklılıklar göstermektedir, bu da sınır ötesi dolaşımda zorluklara yol açmaktadır. Örneğin, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), menkul kıymet benzeri tokenleri "menkul kıymet" olarak görürken, Avrupa Birliği'nin MiFID II'si bunları "finansal araçlar" olarak sınıflandırmakta, Singapur Para Otoritesi (MAS) ise bunları "dijital ödeme tokenleri" olarak adlandırmaktadır. Bu düzenleyici farklılıklar, uygun bir koordinasyon mekanizması olmadan, varlıkların tek bir piyasa içinde dolaşımının kısıtlanmasına neden olacaktır.
Bu sorunu çözmek için bazı yenilikçi çözümler geliştirilmektedir. Dünya çapında tanınmış varlık yönetim şirketleri ile işbirliği yaparak, bazı platformlar "regülasyon haritalaması", "yerel uyum" ve "bölgesel kayıt" gibi aşamaları içeren uluslararası bir işbirliği sistemi inşa etmektedir. Bu yaklaşım, varlıkların Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Almanya, Singapur ve Hong Kong gibi 15 ana pazarda birden fazla ülkede ve bölgede uyumlu bir şekilde dolaşımını sağlamaktadır.
Bu küresel işbirliği sisteminin çalışması üç ana adımda bölünebilir:
Öncelikle, kapsamlı bir düzenleyici kural haritalama analizi gerçekleştirilmelidir. Bu, küresel bir bakış açısına sahip uyum ekipleriyle iş birliği yapmayı gerektirir ve hedef ülkelerin ve bölgelerin düzenleyici kurallarının detaylı bir şekilde karşılaştırılması ve haritalanmasını içerir. Örneğin, ABD SEC'nin özel sermaye yatırımcıları için yeterlilik gereksinimlerini Avrupa Birliği MiFID II ve Singapur MAS ile ilgili düzenlemeleriyle eşleştirmek, benzer yatırımcıların farklı bölgelerde yeterlilik gereksinimlerini karşılayabilmesini sağlamak için önemlidir. Aynı şekilde, varlık saklama gibi kilit aşamalarında da benzer haritalama yapılmalı ve her bölgede düzenleyici standartlara uygunluk sağlanmalıdır.
İkincisi, ana pazarlarda yerel uyum gereksinimlerine uygun yan kuruluşlar kurmaktır. Bu adım, her önemli pazarda yasal ve uyumlu varlıkların işletilmesini sağlayarak gerçek bir küresel operasyonun gerçekleştirilmesi için hayati öneme sahiptir.
Son olarak, bölgesel olarak kayıt işlemleri yapılması gerekmektedir. Bu adım, varlıkların sınır ötesi dolaşımının resmi olarak tanınması ve desteklenmesi için birden fazla ülkenin düzenleyici kurumlarıyla iletişim kurmayı ve koordinasyon sağlamayı içerebilir.
Bu karmaşık ama sistematik yaklaşım sayesinde, varlık tokenizasyonunun küreselleşme süreci yavaş yavaş ilerliyor. Bu, yatırımcılara daha fazla fırsat sunmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel finansal piyasalara entegrasyon için yeni yollar açıyor. Ancak bu süreç hâlâ birçok zorlukla karşı karşıya ve gerçek küresel varlık dolaşımının nihai olarak sağlanması için sürekli yenilik ve çeşitli tarafların yakın işbirliği gerekmektedir.