Dünyanın ve gökyüzünün yasalarına aykırı olmadan, özgür ve mutlu bir insan olmak. Bu, bir oyun gibidir; mükemmel oyuncular gerçeğin sahte olduğunu bilir, ancak kendilerini gerçek hayatta olduğundan daha gerçekçi, daha doğal ve daha mutlu bir şekilde ifade edebilirler, hayat da böyledir. En önemli olan, gerçek ve sahte, kazanmak ve kaybetmek, ün ve kazanç, değerli ve değersiz, zengin ve fakir gibi şeyleri düşünmek değil, günleri nasıl mutlu bir şekilde geçireceğimizi ve bu süreçte yaşamın şiirini keşfetmektir. Bir bakıma, hayatın kusursuz olmaması normdur, tamlık ise anormalliktir; bu, "Ay dolunayken az, hilalken çoktur" gerçeği gibidir. Hayatı bu şekilde anladığımızda, çok çabuk anlayışlı hale geliriz ve daha özgürce yaşarız, üzüntü ve karanlık da rüzgarla birlikte gider.