Fed, merakla beklenen para politikası toplantısını gerçekleştirecek ve piyasa genelinde 25 baz puanlık bir faiz indirimi açıklanması bekleniyor. Ancak asıl dikkat çeken, Fed Başkanı Powell'ın sonraki konuşması, özellikle de bu yıl tekrar bir faiz indirimi olup olmayacağına dair beklenti rehberliği.
Bu, yeni bir faiz indirim döngüsünün başlangıcını işaret ediyor, ancak geçmişle kıyaslandığında, bu faiz indiriminde başlangıç durumu çok farklı.
Tarih boyunca birkaç faiz indirim döngüsüne baktığımızda, her seferinde arka planın ve sonuçların farklı olduğunu görebiliriz:
2020 yılının başında, pandemi şokuna karşı koymak için, ABD Merkez Bankası sadece yarım ay içinde iki acil faiz indirimi gerçekleştirdi ve sınırsız para genişlemesi politikasını başlattı. O sırada ekonomi duraksasa da, finansal varlıklar panik diplerinden hızla toparlandı ve çeşitli varlık fiyatları kayda değer bir artış yaşadı. Ancak bu durum, sonradan ortaya çıkan ciddi enflasyon için tehlikeli bir zemin hazırladı.
2007'deki faiz indirimleri, subprime mortgage krizinin eşiğinde gerçekleşti. O zamanlar ekonomi zaten durgunluk belirtileri göstermeye başlamıştı, ancak varlık fiyatları hâlâ bir balon içindeydi ve Standard & Poor's 500 endeksi bile yeni zirveler oluşturuyordu. Bu durum, mevcut piyasanın yüksek seviyelerde dalgalanmasına biraz benziyor, ancak bugünkü ekonomik dayanıklılık o yılkinden belirgin bir şekilde daha iyi.
2001'deki faiz indirimleri, internet balonunun patlaması ve "11 Eylül" olayının çift etkisiyle başa çıkmak için yapıldı. O zamanlar borsa hala yüksek seviyelerdeydi, ancak şirket kârları yüksek değerlemeleri destekleyemiyordu ve bu da piyasanın sürekli düşmesine yol açtı. O faiz indiriminin zamanı geç kalmıştı ve piyasanın kötü gidişatını tersine çevirmeyi başaramadı.
1995 yılında, o zamanlar Fed Başkanı olan Greenspan, "önleyici faiz indirimi" uyguladı. O dönemde ABD ekonomisi iyi bir durumdaydı ve faiz indiriminin ardından varlık fiyatları sürekli olarak yükseldi. Bu faiz indirimi, en başarılı "önleyici" operasyon olarak değerlendirildi.
Tarihe baktığımızda, faiz indirimlerinin, varlık fiyatlarının hareketini belirleyen tek faktör olmadığını söyleyebiliriz. Faiz indirimlerinin piyasa üzerindeki etkisini değerlendirirken, faiz indiriminden önce varlık fiyatlarının aşırı yüksek olup olmadığını, ekonominin yapısal sorunlarla karşı karşıya olup olmadığını ve sonrasında daha fazla gevşeme politikası olup olmayacağını dikkate almamız gerekiyor.
Gelecek olan bu faiz indirim döngüsü için yatırımcıların temkinli bir iyimserlik içinde olmaları gerekmektedir. Faiz indirimleri genellikle olumlu bir faktör olarak görülse de, enflasyonun yeniden yükselmesi veya ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi potansiyel risklere karşı dikkatli olmalıyız. Ayrıca, ABD Merkez Bankası'nın politika sinyallerini ve ekonomik verilerdeki değişiklikleri yakından takip etmek, piyasa trendlerini anlamak için son derece önemlidir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Fed, merakla beklenen para politikası toplantısını gerçekleştirecek ve piyasa genelinde 25 baz puanlık bir faiz indirimi açıklanması bekleniyor. Ancak asıl dikkat çeken, Fed Başkanı Powell'ın sonraki konuşması, özellikle de bu yıl tekrar bir faiz indirimi olup olmayacağına dair beklenti rehberliği.
Bu, yeni bir faiz indirim döngüsünün başlangıcını işaret ediyor, ancak geçmişle kıyaslandığında, bu faiz indiriminde başlangıç durumu çok farklı.
Tarih boyunca birkaç faiz indirim döngüsüne baktığımızda, her seferinde arka planın ve sonuçların farklı olduğunu görebiliriz:
2020 yılının başında, pandemi şokuna karşı koymak için, ABD Merkez Bankası sadece yarım ay içinde iki acil faiz indirimi gerçekleştirdi ve sınırsız para genişlemesi politikasını başlattı. O sırada ekonomi duraksasa da, finansal varlıklar panik diplerinden hızla toparlandı ve çeşitli varlık fiyatları kayda değer bir artış yaşadı. Ancak bu durum, sonradan ortaya çıkan ciddi enflasyon için tehlikeli bir zemin hazırladı.
2007'deki faiz indirimleri, subprime mortgage krizinin eşiğinde gerçekleşti. O zamanlar ekonomi zaten durgunluk belirtileri göstermeye başlamıştı, ancak varlık fiyatları hâlâ bir balon içindeydi ve Standard & Poor's 500 endeksi bile yeni zirveler oluşturuyordu. Bu durum, mevcut piyasanın yüksek seviyelerde dalgalanmasına biraz benziyor, ancak bugünkü ekonomik dayanıklılık o yılkinden belirgin bir şekilde daha iyi.
2001'deki faiz indirimleri, internet balonunun patlaması ve "11 Eylül" olayının çift etkisiyle başa çıkmak için yapıldı. O zamanlar borsa hala yüksek seviyelerdeydi, ancak şirket kârları yüksek değerlemeleri destekleyemiyordu ve bu da piyasanın sürekli düşmesine yol açtı. O faiz indiriminin zamanı geç kalmıştı ve piyasanın kötü gidişatını tersine çevirmeyi başaramadı.
1995 yılında, o zamanlar Fed Başkanı olan Greenspan, "önleyici faiz indirimi" uyguladı. O dönemde ABD ekonomisi iyi bir durumdaydı ve faiz indiriminin ardından varlık fiyatları sürekli olarak yükseldi. Bu faiz indirimi, en başarılı "önleyici" operasyon olarak değerlendirildi.
Tarihe baktığımızda, faiz indirimlerinin, varlık fiyatlarının hareketini belirleyen tek faktör olmadığını söyleyebiliriz. Faiz indirimlerinin piyasa üzerindeki etkisini değerlendirirken, faiz indiriminden önce varlık fiyatlarının aşırı yüksek olup olmadığını, ekonominin yapısal sorunlarla karşı karşıya olup olmadığını ve sonrasında daha fazla gevşeme politikası olup olmayacağını dikkate almamız gerekiyor.
Gelecek olan bu faiz indirim döngüsü için yatırımcıların temkinli bir iyimserlik içinde olmaları gerekmektedir. Faiz indirimleri genellikle olumlu bir faktör olarak görülse de, enflasyonun yeniden yükselmesi veya ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi potansiyel risklere karşı dikkatli olmalıyız. Ayrıca, ABD Merkez Bankası'nın politika sinyallerini ve ekonomik verilerdeki değişiklikleri yakından takip etmek, piyasa trendlerini anlamak için son derece önemlidir.