Son zamanlarda, Amerika'nın emlak piyasasında yürek burkan bir gösteri sergileniyor. Konut kredisi faiz oranlarının sürekli artmasıyla, birçok potansiyel alıcı peşinat hayallerinin ulaşılmaz hale geldiğini fark etti. Bir potansiyel alıcı şöyle hayıflandı: "Zor da olsa 200 bin peşinat biriktirdim, ama faiz oranının yine yükseldiğini gördüm. Şimdi 1 milyon kredi aldığımda, 30 yıl vade ile neredeyse 200 bin faiz daha ödemem gerekiyor, bu durumda ev alımına nasıl yaklaşmalıyım?"
Ancak daha endişe verici olan, ABD hükümetinin mortgage faiz oranlarını daha da artırabilecek yeni bir önlemi değerlendirmesidir. Bu önlem, ABD mortgage pazarının iki büyük direği olan Fannie Mae ve Freddie Mac'i kapsamaktadır. Bu iki devlet destekli ipotek kurumu uzun zamandır mortgage pazarını istikrara kavuşturmada kritik bir rol oynamaktadır. Bankalardan mortgage satın alarak bunları menkul kıymetler haline getirip satmak suretiyle, bankaların likidite sağlamalarına yardımcı olmakta ve bu sayede sıradan ev alıcılarının daha düşük faiz oranlarıyla kredi almasını mümkün kılmaktadır.
Ancak, hükümetin bu iki kurumun hisselerini satmayı planladığına dair haberler geniş çapta tartışmalara yol açtı. Birçok Demokrat senatör buna şiddetle karşı çıkarak, bu hareketin konut kredisi pazarının istikrarını ciddi şekilde bozabileceğini düşündüklerini belirttiler.
Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren, New Jersey Senatörü Cory Booker ve New York Senatörü Chuck Schumer, ABD Federal Konut Finansmanı Ajansı (FHFA) Müdürü William Pulte'ye, "İki Konut" hisselerinin satış planının derhal askıya alınmasını talep eden ortak bir mektup yazdı. Bu kıdemli politikacılar, planın konut kredisi faiz oranları üzerindeki potansiyel etkisini öncelikle değerlendirmeye çağırarak, sıradan ev alıcılarına daha fazla ekonomik baskı yapılmasını önlemek istiyorlar.
Amerikan mortgage pazarının geleceği hakkında yapılan bu tartışma sadece politika yapıcılar ve finansal kurumlarla ilgili değil, aynı zamanda binlerce ailenin konut hayallerini de doğrudan etkiliyor. Bu meselenin gelişimiyle birlikte, kamuoyu hükümetin kararlarını ve bunun gayrimenkul piyasası ile bireylerin konut satın alma yetenekleri üzerindeki uzun vadeli etkisini dikkatle izleyecek.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son zamanlarda, Amerika'nın emlak piyasasında yürek burkan bir gösteri sergileniyor. Konut kredisi faiz oranlarının sürekli artmasıyla, birçok potansiyel alıcı peşinat hayallerinin ulaşılmaz hale geldiğini fark etti. Bir potansiyel alıcı şöyle hayıflandı: "Zor da olsa 200 bin peşinat biriktirdim, ama faiz oranının yine yükseldiğini gördüm. Şimdi 1 milyon kredi aldığımda, 30 yıl vade ile neredeyse 200 bin faiz daha ödemem gerekiyor, bu durumda ev alımına nasıl yaklaşmalıyım?"
Ancak daha endişe verici olan, ABD hükümetinin mortgage faiz oranlarını daha da artırabilecek yeni bir önlemi değerlendirmesidir. Bu önlem, ABD mortgage pazarının iki büyük direği olan Fannie Mae ve Freddie Mac'i kapsamaktadır. Bu iki devlet destekli ipotek kurumu uzun zamandır mortgage pazarını istikrara kavuşturmada kritik bir rol oynamaktadır. Bankalardan mortgage satın alarak bunları menkul kıymetler haline getirip satmak suretiyle, bankaların likidite sağlamalarına yardımcı olmakta ve bu sayede sıradan ev alıcılarının daha düşük faiz oranlarıyla kredi almasını mümkün kılmaktadır.
Ancak, hükümetin bu iki kurumun hisselerini satmayı planladığına dair haberler geniş çapta tartışmalara yol açtı. Birçok Demokrat senatör buna şiddetle karşı çıkarak, bu hareketin konut kredisi pazarının istikrarını ciddi şekilde bozabileceğini düşündüklerini belirttiler.
Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren, New Jersey Senatörü Cory Booker ve New York Senatörü Chuck Schumer, ABD Federal Konut Finansmanı Ajansı (FHFA) Müdürü William Pulte'ye, "İki Konut" hisselerinin satış planının derhal askıya alınmasını talep eden ortak bir mektup yazdı. Bu kıdemli politikacılar, planın konut kredisi faiz oranları üzerindeki potansiyel etkisini öncelikle değerlendirmeye çağırarak, sıradan ev alıcılarına daha fazla ekonomik baskı yapılmasını önlemek istiyorlar.
Amerikan mortgage pazarının geleceği hakkında yapılan bu tartışma sadece politika yapıcılar ve finansal kurumlarla ilgili değil, aynı zamanda binlerce ailenin konut hayallerini de doğrudan etkiliyor. Bu meselenin gelişimiyle birlikte, kamuoyu hükümetin kararlarını ve bunun gayrimenkul piyasası ile bireylerin konut satın alma yetenekleri üzerindeki uzun vadeli etkisini dikkatle izleyecek.