Merkez Bankası Dijital Parası ve Kripto Varlıklar Sektörünün Zorlukları
Son günlerde, devlet bankalarının Merkez Bankası'nın yasal Dijital Para DCEP cüzdanını iç test etmeye başlamasıyla birlikte, piyasa buna büyük bir ilgi gösterdi. Ancak, bunun Kripto Varlıklar sektörüyle ne tür bir ilişkisi var?
Gerçekten de, DCEP'in Kripto Varlıklar ile doğrudan bir bağlantısı yoktur. DCEP, 1:1 oranında RMB'ye bağlıdır, spekülasyon alanı yoktur ve doğrudan Bitcoin ile değiştirilemez. Bu, blockchain teknolojisine dayanmamaktadır, ancak gerçekten bazı blockchain teknolojilerini örnek almıştır, örneğin, akıllı sözleşmeler kullanarak fonların yönlendirilmiş akışını sağlamak ve kimlik doğrulama için asimetrik şifreleme kullanmak.
Bu arada, Kripto Varlıklar sektörü hala kendi zorluklarıyla karşı karşıya. Bu sınırlı alanda, sürekli olarak ortaya çıkan yeni oyuncular ve yeni oyun tarzları "ortak alan trajedisi"ni sahneye koyuyor.
Ekonomideki "kamusal alan trajedisi" teorisi, sınırlı kaynakların serbest kullanım ve sonsuz talep nedeniyle aşırı geliştirilmesini öngörmektedir. Kripto Varlıklar endüstrisinde, bu olgu sıkça görülmektedir.
Borsa örneğinde olduğu gibi, piyasa duraklama dönemlerinde, gelir kaybı ve yoğun rekabet gibi iki yönlü baskı ile karşı karşıya kalıyorlar. Mevcut kullanıcıları çekmek için, birçok firma yüksek riskli finansal türev ürünler sunmaya başladı; örneğin yüksek kaldıraçlı vadeli işlemler, opsiyonlar vb. Bu yalnızca kullanıcıların "kan kaybını" hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda daha fazla riski de tetikleyebilir.
Madencilik topluluğu da zorluklarla karşı karşıya. Bitcoin blok ödüllerinin yarı yarıya düşmesi yaklaşırken, hesaplama gücü sürekli artıyor ve daha fazla madenci kapanma baskısıyla karşılaşacak. Bu tür bir "silahlanma yarışı" şeklindeki hesaplama gücü rekabeti, "kamusal alan trajedisi"nin tipik bir yansımasıdır.
Açık zincir projeleri de bu durumdan muaf kalamadı. Şu anda piyasa değeri en yüksek 30 blockchain projesi arasında, uygulama açık zincir projelerinin oranı %30'a kadar çıkıyor. Ancak, bu "uygulamalar için yaratılan" açık zincirlerde gerçekten değerli uygulamaların sayısı oldukça az. Bu arada, büyük teknoloji devleri blockchain teknolojisine aktif bir şekilde yatırım yapıyor, geleneksel açık zincirler ise dışlanmış gibi görünüyor.
Bu zorluklarla yüzleşirken, sektörün bir çıkış yolu bulması gerekiyor. Borsa açısından, blok zinciri ve dijital para inovasyonunu teşvik etmeye odaklanmalı, daha fazla insanın bu sektörü anlamasını ve içine girmesini çekmelidir. Aynı zamanda, sektör kurallarını oluşturarak kötü niyetli "toplama" faaliyetlerini engellemek ve kullanıcı eğitimini güçlendirmek önemlidir. Regülasyona kucak açmak da dikkate değer bir seçenekdir, bu da daha fazla geleneksel yatırım kuruluşu ve fon çekmeye yardımcı olabilir.
Madencilik için öz disiplin ve uzlaşma oluşturulması gerekmektedir, 51% saldırıları gibi tehlikeli durumların önlenmesi için. Halka açık blockchain projeleri ise uygulama senaryolarına daha fazla odaklanmalı, gerçek ihtiyaçlardan yola çıkarak teknik geliştirmeler yapmalı ve aynı zamanda insan kaynağı yetiştirme ile teknik yenilikleri güçlendirmelidir.
Blockchain ve şifreleme dijital para sektörü hala keşif aşamasında, deneme yanılma sürecinde, "sürdürülebilirlik" son derece önemlidir. Sadece dengeyi bulduğumuzda, sektörün gerçek şafağının gelmesini bekleyebiliriz.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
14 Likes
Reward
14
2
Repost
Share
Comment
0/400
MEVSandwich
· 13h ago
Bir enayinin ölümü
View OriginalReply0
ponzi_poet
· 13h ago
Geleneksel Merkez Bankaları bu oyunda yer almak mı istiyor? Rüyada görsünler!
Şifreleme sektörünün sorunları ve DCEP: Merkez Bankası Dijital Parasının bir çıkış noktası olup olamayacağı
Merkez Bankası Dijital Parası ve Kripto Varlıklar Sektörünün Zorlukları
Son günlerde, devlet bankalarının Merkez Bankası'nın yasal Dijital Para DCEP cüzdanını iç test etmeye başlamasıyla birlikte, piyasa buna büyük bir ilgi gösterdi. Ancak, bunun Kripto Varlıklar sektörüyle ne tür bir ilişkisi var?
Gerçekten de, DCEP'in Kripto Varlıklar ile doğrudan bir bağlantısı yoktur. DCEP, 1:1 oranında RMB'ye bağlıdır, spekülasyon alanı yoktur ve doğrudan Bitcoin ile değiştirilemez. Bu, blockchain teknolojisine dayanmamaktadır, ancak gerçekten bazı blockchain teknolojilerini örnek almıştır, örneğin, akıllı sözleşmeler kullanarak fonların yönlendirilmiş akışını sağlamak ve kimlik doğrulama için asimetrik şifreleme kullanmak.
Bu arada, Kripto Varlıklar sektörü hala kendi zorluklarıyla karşı karşıya. Bu sınırlı alanda, sürekli olarak ortaya çıkan yeni oyuncular ve yeni oyun tarzları "ortak alan trajedisi"ni sahneye koyuyor.
Ekonomideki "kamusal alan trajedisi" teorisi, sınırlı kaynakların serbest kullanım ve sonsuz talep nedeniyle aşırı geliştirilmesini öngörmektedir. Kripto Varlıklar endüstrisinde, bu olgu sıkça görülmektedir.
Borsa örneğinde olduğu gibi, piyasa duraklama dönemlerinde, gelir kaybı ve yoğun rekabet gibi iki yönlü baskı ile karşı karşıya kalıyorlar. Mevcut kullanıcıları çekmek için, birçok firma yüksek riskli finansal türev ürünler sunmaya başladı; örneğin yüksek kaldıraçlı vadeli işlemler, opsiyonlar vb. Bu yalnızca kullanıcıların "kan kaybını" hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda daha fazla riski de tetikleyebilir.
Madencilik topluluğu da zorluklarla karşı karşıya. Bitcoin blok ödüllerinin yarı yarıya düşmesi yaklaşırken, hesaplama gücü sürekli artıyor ve daha fazla madenci kapanma baskısıyla karşılaşacak. Bu tür bir "silahlanma yarışı" şeklindeki hesaplama gücü rekabeti, "kamusal alan trajedisi"nin tipik bir yansımasıdır.
Açık zincir projeleri de bu durumdan muaf kalamadı. Şu anda piyasa değeri en yüksek 30 blockchain projesi arasında, uygulama açık zincir projelerinin oranı %30'a kadar çıkıyor. Ancak, bu "uygulamalar için yaratılan" açık zincirlerde gerçekten değerli uygulamaların sayısı oldukça az. Bu arada, büyük teknoloji devleri blockchain teknolojisine aktif bir şekilde yatırım yapıyor, geleneksel açık zincirler ise dışlanmış gibi görünüyor.
Bu zorluklarla yüzleşirken, sektörün bir çıkış yolu bulması gerekiyor. Borsa açısından, blok zinciri ve dijital para inovasyonunu teşvik etmeye odaklanmalı, daha fazla insanın bu sektörü anlamasını ve içine girmesini çekmelidir. Aynı zamanda, sektör kurallarını oluşturarak kötü niyetli "toplama" faaliyetlerini engellemek ve kullanıcı eğitimini güçlendirmek önemlidir. Regülasyona kucak açmak da dikkate değer bir seçenekdir, bu da daha fazla geleneksel yatırım kuruluşu ve fon çekmeye yardımcı olabilir.
Madencilik için öz disiplin ve uzlaşma oluşturulması gerekmektedir, 51% saldırıları gibi tehlikeli durumların önlenmesi için. Halka açık blockchain projeleri ise uygulama senaryolarına daha fazla odaklanmalı, gerçek ihtiyaçlardan yola çıkarak teknik geliştirmeler yapmalı ve aynı zamanda insan kaynağı yetiştirme ile teknik yenilikleri güçlendirmelidir.
Blockchain ve şifreleme dijital para sektörü hala keşif aşamasında, deneme yanılma sürecinde, "sürdürülebilirlik" son derece önemlidir. Sadece dengeyi bulduğumuzda, sektörün gerçek şafağının gelmesini bekleyebiliriz.