Solana, doğrulama sistemi ile birlikte yeni bir tanımlama sistemi sunuyor, doğrulanabilir belgeler sağlıyor.
Son günlerde, Solana yenilikçi bir tanımlama hizmeti (SAS) başlattı; bu, açık, izin gerektirmeyen bir doğrulama belgesi protokolüdür ve şu anda Solana ana ağında çalışmaktadır. Bu hizmet, güvenilir yayıcıların zincir dışındaki bilgileri kullanıcı cüzdanlarıyla ilişkilendirmesine olanak tanır; bunlar arasında KYC kontrol sonuçları, coğrafi uygunluk, üyelik veya doğrulama durumu gibi bilgiler bulunmaktadır. Bu doğrulamalar, imza ile doğrulanır ve farklı uygulamalar arasında yeniden kullanılabilir; hassas verileri zincir üzerinde açığa çıkarmaya veya doğrulama adımlarını tekrarlamaya gerek yoktur.
SAS'ın piyasaya sürülmesi, Solana ekosistemine tarafsız ve izinsiz bir doğrulama katmanı sağladı ve tüm ağda daha verimli uyumluluk, erişim kontrolü, itibar sistemleri ve programlanabilir tanımlama sağlamayı umuyor. Bu, yalnızca son kullanıcılara daha kaliteli ve kullanışlı bir deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geliştiricilere de yeni olanaklar sağlıyor.
SAS ve oracle'lar her ikisi de zincir dışı bilgileri zincire getiren mekanizmalar olmasına rağmen, konumlandırma, kullanım amacı, güven modeli ve çalışma şekli açısından önemli farklılıklar göstermektedir. İşte bunların ana farkları:
Ana Kullanım:
SAS: Zincir dışındaki TANIMLAMA, durum, davranış gibi öznel veya statik bilgileri zincir üzerindeki doğrulama belgelerine dönüştür.
Oracle: Zincir dışındaki nesnel, dinamik verileri (örneğin fiyatlar, hava durumu vb.) zincir üzerindeki uygulamalara sağlar.
Veri Türleri:
SAS: Öznel veya olay bazlı bilgiler, örneğin yaş doğrulama, doğrulama durumu, organizasyon üyeliği vb.
Oracle: Sayısal veya gerçek veri türündeki veriler, örneğin kripto para fiyatları, dış API verileri, hava durumu bilgileri vb.
Veri yapısı:
SAS: Kullanıcı cüzdanına bağlı, tekrar kullanılabilir doğrulama "mühürü".
Oracle: İşlemlerde gerçek zamanlı olarak kullanılan veriler, örneğin fiyat bilgileri.
Güven Kaynağı:
SAS: Belirli güvenilir yayıncılara, örneğin KYC kurumlarına, DAO'lara veya cihaz üreticilerine bağımlıdır.
Oracle: Genellikle birden fazla veri kaynağından gelir ve oracle ağı aracılığıyla birleştirilerek yayımlanır.
Güncelleme sıklığı:
SAS: Genellikle sık sık güncellenmez, bir kez oluşturulduktan sonra uzun süre geçerlidir.
Oracle: Yüksek frekanslı güncellemeler, her dakika hatta daha kısa aralıklarla güncellenebilir.
Kombinasyon ve Yeniden Kullanılabilirlik:
SAS: Bir doğrulama, bir cüzdanın KYC kanıtı gibi birden fazla uygulama için tekrar kullanılabilir.
Oracle: Veriler, belirli bir işlem davranışının girdisi olarak kullanılır ve yeniden kullanım özelliği yoktur.
Gizlilik İşlemleri:
SAS: Gizlilik korumasına odaklanır, yalnızca doğrulamanın geçip geçmediğini kontrol eder, ayrıntılı bilgileri ifşa etmez.
Oracle: Genellikle kullanıcı TANIMLAMA gizlilik sorunlarıyla ilgili değildir.
Örnek vermek gerekirse, SAS'ın tipik uygulama senaryosu şudur: Kullanıcı, bir Web3 platformu aracılığıyla TANIMLAMA işlemini tamamladıktan sonra, "18 yaşında" olan bir zincir üzerindeki doğrulama mührünü alır. Bu mühür, kullanıcının cüzdanında saklanır ve gelecekte herhangi bir dApp, kullanıcının kimlik belgelerini tekrar sunmasına gerek kalmadan bunu doğrulayabilir. Buna karşılık, oracle'ın uygulama senaryosu şunlardır: DeFi protokolleri, tasfiye koşullarını belirlemek için ETH fiyatını gerçek zamanlı olarak almak zorundadır ve oracle, en son ETH/USD fiyat verilerini okumak için kullanılır.
Genel olarak, oracle'lar esas olarak zincir dışı "objektif gerçekler" verileri sağlamaya odaklanırken, SAS, zincir üzerinde "öznel veya koşullu güven" doğrulamasını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu iki mekanizma birbirinin yerini almaz; aksine, Web3 ekosisteminde tamamlayıcı roller üstlenerek blok zinciri teknolojisinin gelişimini ve uygulamasını birlikte desteklerler.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Solana, TANIMLAMA doğrulama hizmeti SAS'ı piyasaya sürdü: on-chain sertifika ile TANIMLAMA doğrulamada devrim.
Solana, doğrulama sistemi ile birlikte yeni bir tanımlama sistemi sunuyor, doğrulanabilir belgeler sağlıyor.
Son günlerde, Solana yenilikçi bir tanımlama hizmeti (SAS) başlattı; bu, açık, izin gerektirmeyen bir doğrulama belgesi protokolüdür ve şu anda Solana ana ağında çalışmaktadır. Bu hizmet, güvenilir yayıcıların zincir dışındaki bilgileri kullanıcı cüzdanlarıyla ilişkilendirmesine olanak tanır; bunlar arasında KYC kontrol sonuçları, coğrafi uygunluk, üyelik veya doğrulama durumu gibi bilgiler bulunmaktadır. Bu doğrulamalar, imza ile doğrulanır ve farklı uygulamalar arasında yeniden kullanılabilir; hassas verileri zincir üzerinde açığa çıkarmaya veya doğrulama adımlarını tekrarlamaya gerek yoktur.
SAS'ın piyasaya sürülmesi, Solana ekosistemine tarafsız ve izinsiz bir doğrulama katmanı sağladı ve tüm ağda daha verimli uyumluluk, erişim kontrolü, itibar sistemleri ve programlanabilir tanımlama sağlamayı umuyor. Bu, yalnızca son kullanıcılara daha kaliteli ve kullanışlı bir deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geliştiricilere de yeni olanaklar sağlıyor.
SAS ve oracle'lar her ikisi de zincir dışı bilgileri zincire getiren mekanizmalar olmasına rağmen, konumlandırma, kullanım amacı, güven modeli ve çalışma şekli açısından önemli farklılıklar göstermektedir. İşte bunların ana farkları:
Ana Kullanım:
Veri Türleri:
Veri yapısı:
Güven Kaynağı:
Güncelleme sıklığı:
Kombinasyon ve Yeniden Kullanılabilirlik:
Gizlilik İşlemleri:
Örnek vermek gerekirse, SAS'ın tipik uygulama senaryosu şudur: Kullanıcı, bir Web3 platformu aracılığıyla TANIMLAMA işlemini tamamladıktan sonra, "18 yaşında" olan bir zincir üzerindeki doğrulama mührünü alır. Bu mühür, kullanıcının cüzdanında saklanır ve gelecekte herhangi bir dApp, kullanıcının kimlik belgelerini tekrar sunmasına gerek kalmadan bunu doğrulayabilir. Buna karşılık, oracle'ın uygulama senaryosu şunlardır: DeFi protokolleri, tasfiye koşullarını belirlemek için ETH fiyatını gerçek zamanlı olarak almak zorundadır ve oracle, en son ETH/USD fiyat verilerini okumak için kullanılır.
Genel olarak, oracle'lar esas olarak zincir dışı "objektif gerçekler" verileri sağlamaya odaklanırken, SAS, zincir üzerinde "öznel veya koşullu güven" doğrulamasını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu iki mekanizma birbirinin yerini almaz; aksine, Web3 ekosisteminde tamamlayıcı roller üstlenerek blok zinciri teknolojisinin gelişimini ve uygulamasını birlikte desteklerler.