Bugün Polonya'nın Auschwitz toplama kampına geldim, bu tarihsel harabenin üzerinde dururken, içimdeki duygular o kadar ağır ki, kelimelerle ifade edemiyorum.

Birinci resim, içeri girdikten sonra çıkardıkları ayakkabılar - on dört yaşından küçük çocuklar, toplama kampına girdikten birkaç saat sonra gaz odasına gönderilecekler. Onlara "duşa gitmek" denildi, ama karşılarına çıkacak olan geri dönüşü olmayan bir son.

Çocukken "Schindler'in Listesi"ni izlemiştim, devlet makinesi infazlara başladığında, tüm halk yargının dışında kurbanlar haline geldi. O vagonlar, insan taşıyan değil, onur, kimlik ve varoluş değerinden mahrum bırakılmış "sayılardı".

Gerçekten şikayet ettiğimizde ve yaşamın zorluklarını düşündüğümüzde, bu tarihi bir gözden geçirmek iyi olabilir. Bugünkü endişelerimizin çoğu, mutluluğun içindeki gürültüden ibarettir; oysa onların acıları, medeniyetin çöküşünden sonraki gerçek cehennemdir.