Blok Zinciri, Merkeziyetsizlik Sosyal Medyanın Gelecek Potansiyelini Sürüyor

Sosyal medya platformları hâlâ oldukça popüler, ancak kullanıcılar büyük şirketlerin çevrimiçi sosyal yaşamlarını kontrol etme biçimlerinden giderek daha fazla rahatsızlık duymaktadır, ister içerik denetimi ister kişisel veri toplama olsun. Son zamanlarda piyasaya sürülen birçok alternatif uygulama bu rahatsızlık hissini yansıtmaktadır. Yeni bir başlangıç kılavuzu, kripto para birimleri ve blok zincirinin merkeziyetsiz sosyal medya için sağladığı güç potansiyelini araştırmaktadır; bu, kullanıcıların internetin web3 vizyonuna sahip olduğu yenilikçi bir sosyal ağ modelidir. Henüz erken aşamalarda olmasına rağmen, "DeSoc" birçok merkeziyetsiz uygulamanın doğmasına neden oldu ve milyonlarca kullanıcının dikkatini çekti.

Geleneksel web2 sosyal medya siteleri, küresel kullanıcıları bağlayarak insanların iletişim biçimlerini değiştirdi. Dünya genelinde nüfusun yarısından fazlası sosyal medya kullanıyor ve en popüler platformlar büyük gelirler yaratıyor. Ancak, bu siteler aynı zamanda tipik "web2" sorunlarını da beraberinde getiriyor: Büyük teknoloji şirketleri, nihayetinde kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriklere sahip oluyor, içerik denetleme ekipleri kullanıcıları platformdan kaldırabiliyor, yıllarca süren içerikleri silebiliyor ve yaratıcı ile hayranları arasındaki bağı hemen koparabiliyor. Şirketler ayrıca kullanıcı verilerini takip edip satarak kâr elde ediyor ve kapalı sistemler, üçüncü taraf geliştiricilerin yenilik yapmasını engelliyor.

DeSoc ağı, bu sorunları çözmek için blok zinciri teknolojisi ve diğer web3 işlevlerini (token, takma ad ve merkeziyetsizlik yönetimi gibi) kullanma potansiyeline sahiptir. Kısacası, DeSoc'un hedefi, kullanıcıların "izleyiciyle ve birbirleriyle doğrudan bir ilişkiye sahip olmalarını" sağlamaktır. Kullanıcılar, kişisel bilgilerini vermeden hesap oluşturabilirler. Kendi ilgi alanlarına uygun belirli platformlara katılabilirler, ancak yine de merkeziyetsiz hesaplarıyla farklı sitelerdeki kullanıcılarla özgürce iletişim kurabilirler. Kullanıcılar, kendi içerik denetim stratejilerini belirleyebilirler. Siteden ayrılmak isteyen kullanıcılar, hesap verilerini (kullanıcı adı, gönderiler ve takipçi listesi dahil) diğer sitelere kolayca taşıyabilirler.

Özellikle, DeSoc uygulaması gizliliği koruma, içerik üreticilerini destekleme ve yeniliği teşvik etme gibi birçok avantaj sunmaktadır, bunlar arasında:

• İfade özgürlüğü ve gizlilik. Birçok DeSoc ağı, kullanıcıların gerçek isimleriyle ilişkilendirilemeyen kimliklerle takma ad kullanarak gönderi yapmalarına olanak tanır. Kullanıcılar, içerik silme ve platformdan kaldırılma etkisine daha az maruz kalır çünkü bu tür bir kontrolü uygulayan merkezi bir varlık yoktur. Blok zincirindeki kayıtların değiştirilemez olması nedeniyle, DeSoc ağları, birden fazla platformda gerçek kimliklerini doğrulamak isteyen kullanıcılara yerleşik araçlar sunar.

• Sahiplik ve Para Kazanma. Birçok DeSoc uygulaması reklam veya veri izlemeye dayanmaz, bunun yerine fon toplamak için yerel tokenler çıkarır. Daha sonra, kullanıcıların katılımını ödüllendirmek için gönderi yapma veya diyaloglara katılma karşılığında ek tokenler dağıtırlar.

• Yenilik. Çoğu merkeziyetsiz uygulama, geliştiricilerin mevcut koda özgürce erişim sağlayabileceği, değiştirebileceği ve bu kod üzerinden geliştirme yapabileceği açık kaynak kodu kullanır. Bu, işbirliğini teşvik eder ve yeniliği hızlandırır.

Büyük bir teknoloji şirketi, en azından bu avantajların bir kısmından yararlanmaya çalışarak, kendi Weibo uygulamasını yeni bir şekilde piyasaya sürdü. Uygulamanın görünümü ve hissi geleneksel sosyal medya web sitelerine benzer, ancak şirket, ActivityPub ile uyumlu olacağını belirtti; ActivityPub, hesapların bağımsız sunucularda barındırılmasına olanak tanıyan merkeziyetsiz bir sosyal ağ protokolüdür. Bu merkeziyetsiz yapı, kullanıcıların verileri üzerinde daha iyi kontrol sahibi olmalarını sağlar ve aynı protokoldeki diğer ağlarla kolayca etkileşimde bulunmalarına olanak tanır.

DeSoc ağı, kullanılabilirlik ve içerik denetimi ile ilgili belirli zorluklarla karşı karşıyadır. Örneğin, dağıtık özellikleri, kullanıcıların belirli arkadaşları ve içerikleri bulmasını zorlaştırabilir. Web sitesi isimlerinin sayısının fazlalığı, arama ve gezinmeyi karmaşık hale getirebilir. Bazen, her bir site için uygulanan denetim yöntemi, tüm ağın fiili içerik denetimine yol açabilir. Bu nedenlerden ötürü, politika yapıcıların DeSoc ağı ve ilgili düzenleme alanlarını anlaması son derece önemlidir. Özellikle, DeSoc uygulamaları, yanlış bilgi ve propaganda potansiyel yayılımı konusundaki endişeleri artırmakta ve merkeziyetsiz protokollerin yasadışı veya rahatsız edici konuşmalar üzerindeki sorumluluğu (varsa) hakkında soru işaretleri doğurmaktadır. Ayrıca, veri koruma ve tüketici ifşa gerekliliklerine ilişkin uygulamalar ve token ticareti üzerindeki vergi etkileri konusunda düzenleyici netlikten yoksundurlar.

Diğer tüm merkeziyetsiz uygulamalarda olduğu gibi, DeSoc uygulaması da içerik ve ağ üzerinde yaratıcılarına daha fazla mülkiyet ve kontrol vererek küresel özgürlük ve fırsatları artırma yeteneğine sahiptir. Blok zinciri, insanların doğrudan eşler arası bilgi paylaşımında bulunmalarını sağlayan devrim niteliğinde bir teknolojidir ve blok zincirinin verimliliğinden, şeffaflığından ve erişilebilirliğinden faydalanan çeşitli kullanım durumları sunmaktadır. Zincir üzerindeki dünyada, şeffaflık ve güven, merkeziyetsiz protokollerin kendisine yerleşiktir; bu korumalar yalnızca teknolojinin gelişmesiyle güçlenecektir. Bu nedenle, sosyal medya ile ilgilenen yasama organları ve düzenleyiciler, ek şeffaflık ve bilgi ifşası gerektiren merkezi katılımcılara odaklanmalıdır.