Politika Hassasiyeti: ETF Akışından Gümrük Açıklamalarının Etkisine
Son günlerde, kripto para piyasasındaki değişiklikler birçok sektör uzmanının tartışmalarını tetikledi. Bazı görüşlere göre, 2024/2025 yılı piyasası "politika odaklı bir piyasa" olabilir, bu da piyasa değişikliklerinin daha çok politika değişikliklerine bağlı olacağı anlamına geliyor. Bu makalede, son dönemdeki politikaya dayalı kamu bilgilerin coin fiyatları üzerindeki etkisi incelenecektir.
Analizden önce, sürekli ortaya çıkan sinyallere karşı insanların bir uyuşma hissi geliştirebileceği önemli bir varsayımı göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu fenomen, ekonomide marjinal fayda azalması olarak adlandırılmaktadır.
2024 yılında ETF onaylandıktan sonra, geleneksel teknik göstergelerin yanı sıra, ETF'nin günlük net giriş/çıkış verileri de piyasa katılımcılarının dikkatini çeken önemli bir gösterge haline geldi. Örneğin ETH'nin fiyatı, ETF'nin giriş/çıkışı ile belirgin bir pozitif ilişki göstermektedir. Ancak BTC'nin durumu biraz farklıdır, özellikle de belirli bir siyasi figürün seçim zaferinin ardından, bu ilişki yavaş yavaş zayıflamıştır.
Genel olarak, piyasanın kamuya açık bilgilere karşı duyarlılığı zamanla azalacaktır, ancak bu bilgilerin tamamen etkisiz hale geldiği anlamına gelmez.
Son zamanlarda, gümrük politikasıyla ilgili bir dizi açıklama piyasanın dikkatini çekti. 1 Şubat 2025'ten itibaren, Kanada, Meksika ve diğer ülkelerden gelen ürünlere farklı oranlarda gümrük vergisi uygulanmasına dair bir dizi açıklama peş peşe yayınlandı.
BTC ve ETH'nin bu birkaç zaman dilimindeki fiyat hareketlerini analiz ederek, piyasanın önceki gümrük tarifleri ile ilgili açıklamalara oldukça belirgin bir şekilde yanıt verdiğini ve sonrasındaki tepkilerin giderek zayıfladığını gördük. Ancak, bu gümrük tarifleri konusunun piyasa tarafından tamamen duyarsız hale geldiği anlamına mı geliyor?
ETF'ye yapılan giriş/çıkış verilerini birleştirerek, 1 Mart'tan önce BTC ETF'sinde büyük ölçekli çıkışların gerçekleştiğini, bunun bazı yatırımcıların riskten kaçınmak için piyasadan ayrılmayı tercih ettiklerini gösterebileceğini bulduk. Bu, sonraki gümrük söylemlerinin piyasa üzerindeki etkisinin neden zayıfladığını açıklayabilir.
Dikkate değer olan, 4 Mart'taki piyasa tepkisinin yalnızca gümrük politikalarının etkisiyle değil, aynı zamanda Japon Merkez Bankası'nın faiz artırma kararıyla da ilişkili olduğudur. 7 Mart'taki piyasa performansı ise gümrük açıklamaları, kripto para zirvesi ve stratejik rezerv haberleri dahil olmak üzere çok sayıda faktörden etkilenmiştir.
11 Mart'taki piyasa tepkisi "duyarsızlaşma" belirtileri gösteriyor gibi görünse de, daha derin bir sebep muhtemelen riskten kaçınan fonların çekilmesi ve piyasada kalan traderların gümrük risklerini fiyatlara dahil etmesidir.
Bu nedenle, piyasa gerçekten uyuşmuş veya desensitize olmamaktadır; aksine, katılımcılar riskleri dikkatlice hesaplayıp değerlendirmişlerdir. Bu durumda, politika açıklamalarının etkisi zayıflayabilir, ancak bu durum tamamen önemini yitirdiği anlamına gelmez. Piyasa katılımcıları, daha akıllıca yatırım kararları almak için çeşitli politika sinyallerine yakından dikkat etmelidir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Politikaların kripto piyasasına etkisi: ETF akışı ve gümrük söylemlerinin çift etkisi
Politika Hassasiyeti: ETF Akışından Gümrük Açıklamalarının Etkisine
Son günlerde, kripto para piyasasındaki değişiklikler birçok sektör uzmanının tartışmalarını tetikledi. Bazı görüşlere göre, 2024/2025 yılı piyasası "politika odaklı bir piyasa" olabilir, bu da piyasa değişikliklerinin daha çok politika değişikliklerine bağlı olacağı anlamına geliyor. Bu makalede, son dönemdeki politikaya dayalı kamu bilgilerin coin fiyatları üzerindeki etkisi incelenecektir.
Analizden önce, sürekli ortaya çıkan sinyallere karşı insanların bir uyuşma hissi geliştirebileceği önemli bir varsayımı göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu fenomen, ekonomide marjinal fayda azalması olarak adlandırılmaktadır.
2024 yılında ETF onaylandıktan sonra, geleneksel teknik göstergelerin yanı sıra, ETF'nin günlük net giriş/çıkış verileri de piyasa katılımcılarının dikkatini çeken önemli bir gösterge haline geldi. Örneğin ETH'nin fiyatı, ETF'nin giriş/çıkışı ile belirgin bir pozitif ilişki göstermektedir. Ancak BTC'nin durumu biraz farklıdır, özellikle de belirli bir siyasi figürün seçim zaferinin ardından, bu ilişki yavaş yavaş zayıflamıştır.
Genel olarak, piyasanın kamuya açık bilgilere karşı duyarlılığı zamanla azalacaktır, ancak bu bilgilerin tamamen etkisiz hale geldiği anlamına gelmez.
Son zamanlarda, gümrük politikasıyla ilgili bir dizi açıklama piyasanın dikkatini çekti. 1 Şubat 2025'ten itibaren, Kanada, Meksika ve diğer ülkelerden gelen ürünlere farklı oranlarda gümrük vergisi uygulanmasına dair bir dizi açıklama peş peşe yayınlandı.
BTC ve ETH'nin bu birkaç zaman dilimindeki fiyat hareketlerini analiz ederek, piyasanın önceki gümrük tarifleri ile ilgili açıklamalara oldukça belirgin bir şekilde yanıt verdiğini ve sonrasındaki tepkilerin giderek zayıfladığını gördük. Ancak, bu gümrük tarifleri konusunun piyasa tarafından tamamen duyarsız hale geldiği anlamına mı geliyor?
ETF'ye yapılan giriş/çıkış verilerini birleştirerek, 1 Mart'tan önce BTC ETF'sinde büyük ölçekli çıkışların gerçekleştiğini, bunun bazı yatırımcıların riskten kaçınmak için piyasadan ayrılmayı tercih ettiklerini gösterebileceğini bulduk. Bu, sonraki gümrük söylemlerinin piyasa üzerindeki etkisinin neden zayıfladığını açıklayabilir.
Dikkate değer olan, 4 Mart'taki piyasa tepkisinin yalnızca gümrük politikalarının etkisiyle değil, aynı zamanda Japon Merkez Bankası'nın faiz artırma kararıyla da ilişkili olduğudur. 7 Mart'taki piyasa performansı ise gümrük açıklamaları, kripto para zirvesi ve stratejik rezerv haberleri dahil olmak üzere çok sayıda faktörden etkilenmiştir.
11 Mart'taki piyasa tepkisi "duyarsızlaşma" belirtileri gösteriyor gibi görünse de, daha derin bir sebep muhtemelen riskten kaçınan fonların çekilmesi ve piyasada kalan traderların gümrük risklerini fiyatlara dahil etmesidir.
Bu nedenle, piyasa gerçekten uyuşmuş veya desensitize olmamaktadır; aksine, katılımcılar riskleri dikkatlice hesaplayıp değerlendirmişlerdir. Bu durumda, politika açıklamalarının etkisi zayıflayabilir, ancak bu durum tamamen önemini yitirdiği anlamına gelmez. Piyasa katılımcıları, daha akıllıca yatırım kararları almak için çeşitli politika sinyallerine yakından dikkat etmelidir.