İlk karar, hangi ürünlerin alınıp satılacağıdır, hisse senedi mi yoksa vadeli işlem mi? Tahvil mi yoksa döviz mi?
Yoksa esasen hangi piyasalarda işlem yapıyorsunuz? Eğer yalnızca birkaç piyasada işlem yapıyorsanız, kar elde etme fırsatınızı büyük ölçüde azaltmış olursunuz.
Ayrıca, eğer bir piyasanın işlem hacmi çok azsa veya trend belirsizse, beklemeyi öneririm, kolayca girmemek gerekir. Çünkü girmek kolay, çıkmak zordur. Sipariş vermek sadece bir fare tıklamasıyla yapılabilir, ancak uzun süre sıkışmak, hepimizin görmek istemediği bir durumdur. Bazı insanlar A hisselerine karşı direnç gösteriyor, piyasayı çok tuzak olarak görüyor; bazıları ise vadeli işlemlere karşı direnç gösteriyor, kaldıraç nedeniyle riskin çok büyük olduğunu düşünüyor.
Aslında benim görüşüme göre, her pazarın değerlendirilmesi gereken bir zamanı vardır. Bir pazarı kolayca terk etmemeli, aynı zamanda bir pazara da aşırı bağlı kalmamalıyız. 2011 yılında, şirketimiz ABD hisse senedi pazarında işlem yapıyordu ve o dönemde kazançlar oldukça iyiydi. Birçok hisse senedinin fırsatları çok iyi durumdaydı. Eğer bir ayda 1-2 hisse senedi fırsatı yakalayabilirseniz, her ay 2.000 dolar kazanmak sorun değil.
O zamanlar bu başarıyla ticarete başlamak oldukça iyiydi. Ancak 2011 yılının ikinci yarısına geldiğimizde, tüm şirket olarak ABD borsasının giderek zorlaştığını hissettik. Birincisi, hisse senetleri için fırsatlar giderek azalıyordu, ikincisi, piyasa istikrara kavuşuyordu, kısa vadeli kazanç elde etmek zorlaşıyordu, oysa orta ve uzun vadeli kazançlar daha istikrarlıydı. Şirketimiz gün içi ticaret yapıyordu, gece boyunca pozisyon tutamıyorduk, bu yüzden kazanç elde etmek giderek daha da zorlaştı.
Bu sırada bazı traderlar Kanada borsa pazarına yöneldi, bu da Kanada borsasının günlük traderlar için daha uygun hale gelmesine neden oldu. Bu nedenle topluca Kanada borsa pazarına yöneldik ve ABD borsa işlemlerini duraklattık, performansımız da öncekilerden daha iyi oldu.
“Hisse senedi tanrısı” Buffett, yatırımda iyi bir ustadır, ancak yalnızca Amerikan borsası ile sınırlı değildir, Hong Kong borsasında da başarılar elde etmiştir, örneğin BYD ve PetroChina hisselerini satın alarak, ayrıca 2015 yılında düşüşteki petrolü dipten almıştır, altı ay içinde petrol fiyatı iki katına çıkınca, hayranlıkla şöyle demiştir: Hisse senedi tanrısı gerçekten bir tanrı! İyi fırsatları asla kaçırmaz. “Finansal köpekbalığı” Soros, 1998 finansal krizinde ün kazandı ve Güneydoğu Asya’nın çeşitli ülkelerinin para birimlerini altüst etti.
Kuantum Fonları döviz piyasasında efsanevi bir şekilde harika. Ancak Soros sadece dövizle sınırlı kalmıyor, vadeli işlem ve hisse senedi piyasalarında da oldukça başarılı. Bu yüzden umarım herkes belirli bir piyasaya takılıp kalmaz, ayrıca herhangi bir piyasayı kolayca terk etmez. Her gün sadece birkaç dakika ayırarak ilgili grafiklere ve haberlere bakmak, genel durumu anlamamıza yeter.
Bunu yapmanın iki nedeni var; birincisi, belirli bir piyasaya yabancılaşmamızı engellemek, ikincisi ise iyi fırsatlar bulduğumuzda anında geri dönebilmemiz. Piyasa duraklama döneminde benim önerim beklemek, zorlamaktan kaçınmak. Beklemek, belirli bir zaman diliminde piyasayı izlemek anlamına gelir, doğrudan çıkmak değil. Bu ikisi arasında büyük bir fark var. Ülkemizde birçok yatırımcı A hisselerini alıyor, ardından A hisseleri duraklama dönemine girdiğinde hemen ilgisini kesiyor. Bu durumda piyasa hareketlendiğinde fırsatı yakalayamayabilirsiniz. “Fırsatlar, hazırlıklı olanlara gelir.”
Eğer müdahale için hazırlık bile yapmadıysan, nasıl yeniden ayağa kalkabilirsin? Bir sonraki A hisseleri boğa piyasasında bile kazanç elde edemeyebilirsin.
3.1.2 Pozisyon - Ne kadar pozisyona sahip?
Pozisyonla ilgili stratejiler kesinlikle temeldir, ancak genellikle çoğu trader tarafından yanlış anlaşılan bir konudur. Pozisyon büyüklüğü, çeşitliliği ve sermaye yönetimini etkiler. Çeşitlilik, birçok yatırım aracında riski dağıtmaya çalışmak ve başarılı işlemleri yakalama şansını artırarak kâr elde etme şansını artırmak anlamına gelir.
Doğru çeşitlendirme, çeşitli farklı varlık türlerinde benzer işlemler yapmayı gerektirir. Fon yönetiminin önemli bir amacı, yatırımcıların aşırı pozisyon almaktan kaçınmalarını sağlamaktır; çünkü bazı değersiz varlıklara aşırı ağırlık vermek, ellerindeki fonları israf etmek anlamına gelir.
Diğer mükemmel varlıklara yatırım fırsatını kaçırmak. Pozisyon büyüklüğü, ticaretin çok önemli bir yönüdür. Tanıştığım birçok acemi, belirli bir ticarette çok fazla risk almaya eğilimlidir. Özellikle A hisseleri ticareti, çünkü iflas durumu yok.
Onların keyfi bir şekilde yüksek pozisyon alması. Ticaret sistemleri diğer açılardan mükemmel olsa bile, bu kayıplarını artırma olasılığını büyük ölçüde artırır.
3.1.3 Yön——Uzun mu yoksa Kısa mı
Yön, kâr edip edemeyeceğimizin ana faktörüdür; eğer bu noktadan saparsak, diğer faktörler esasen sadece kayıpları azaltmakla kalır, kâr elde etmek neredeyse imkânsız hale gelir. Ancak, yanlış yön tahmininin kâr elde etme olasılığını ortadan kaldırmadığını, doğru yön tahmininin de kesin olarak kâr edeceğiniz anlamına gelmediğini belirtmek gerekir.
**Ticaret her zaman belirsizlik içeren bir şeydir, bu açıdan uzun ya da kısa pozisyon almak için kesin doğru ya da yanlış yoktur, sadece kendi ticaret sistemimizin verdiği yönü takip etmeliyiz; birkaç kez zarar etse bile, bu ticaret sisteminizin başarısız olduğunu kanıtlamaz. Bir ticaret sisteminin belirlenen dönem içindeki yön tahmininin doğruluğu, yatırımcının kar veya zararını doğrudan etkiler. Normal kar-zarar oranları altında, yönü anlama şeklimiz yalnızca hesabın fonlarını değil, aynı zamanda yatırımcının psikolojisini de etkiler.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
İşlem sistemi ayrıntıları ( ikinci bölüm)
3.1.1 Hedef - Ne ticareti yapılacak
İlk karar, hangi ürünlerin alınıp satılacağıdır, hisse senedi mi yoksa vadeli işlem mi? Tahvil mi yoksa döviz mi?
Yoksa esasen hangi piyasalarda işlem yapıyorsunuz? Eğer yalnızca birkaç piyasada işlem yapıyorsanız, kar elde etme fırsatınızı büyük ölçüde azaltmış olursunuz.
Ayrıca, eğer bir piyasanın işlem hacmi çok azsa veya trend belirsizse, beklemeyi öneririm, kolayca girmemek gerekir. Çünkü girmek kolay, çıkmak zordur. Sipariş vermek sadece bir fare tıklamasıyla yapılabilir, ancak uzun süre sıkışmak, hepimizin görmek istemediği bir durumdur. Bazı insanlar A hisselerine karşı direnç gösteriyor, piyasayı çok tuzak olarak görüyor; bazıları ise vadeli işlemlere karşı direnç gösteriyor, kaldıraç nedeniyle riskin çok büyük olduğunu düşünüyor.
Aslında benim görüşüme göre, her pazarın değerlendirilmesi gereken bir zamanı vardır. Bir pazarı kolayca terk etmemeli, aynı zamanda bir pazara da aşırı bağlı kalmamalıyız. 2011 yılında, şirketimiz ABD hisse senedi pazarında işlem yapıyordu ve o dönemde kazançlar oldukça iyiydi. Birçok hisse senedinin fırsatları çok iyi durumdaydı. Eğer bir ayda 1-2 hisse senedi fırsatı yakalayabilirseniz, her ay 2.000 dolar kazanmak sorun değil.
O zamanlar bu başarıyla ticarete başlamak oldukça iyiydi. Ancak 2011 yılının ikinci yarısına geldiğimizde, tüm şirket olarak ABD borsasının giderek zorlaştığını hissettik. Birincisi, hisse senetleri için fırsatlar giderek azalıyordu, ikincisi, piyasa istikrara kavuşuyordu, kısa vadeli kazanç elde etmek zorlaşıyordu, oysa orta ve uzun vadeli kazançlar daha istikrarlıydı. Şirketimiz gün içi ticaret yapıyordu, gece boyunca pozisyon tutamıyorduk, bu yüzden kazanç elde etmek giderek daha da zorlaştı.
Bu sırada bazı traderlar Kanada borsa pazarına yöneldi, bu da Kanada borsasının günlük traderlar için daha uygun hale gelmesine neden oldu. Bu nedenle topluca Kanada borsa pazarına yöneldik ve ABD borsa işlemlerini duraklattık, performansımız da öncekilerden daha iyi oldu.
“Hisse senedi tanrısı” Buffett, yatırımda iyi bir ustadır, ancak yalnızca Amerikan borsası ile sınırlı değildir, Hong Kong borsasında da başarılar elde etmiştir, örneğin BYD ve PetroChina hisselerini satın alarak, ayrıca 2015 yılında düşüşteki petrolü dipten almıştır, altı ay içinde petrol fiyatı iki katına çıkınca, hayranlıkla şöyle demiştir: Hisse senedi tanrısı gerçekten bir tanrı! İyi fırsatları asla kaçırmaz. “Finansal köpekbalığı” Soros, 1998 finansal krizinde ün kazandı ve Güneydoğu Asya’nın çeşitli ülkelerinin para birimlerini altüst etti.
Kuantum Fonları döviz piyasasında efsanevi bir şekilde harika. Ancak Soros sadece dövizle sınırlı kalmıyor, vadeli işlem ve hisse senedi piyasalarında da oldukça başarılı. Bu yüzden umarım herkes belirli bir piyasaya takılıp kalmaz, ayrıca herhangi bir piyasayı kolayca terk etmez. Her gün sadece birkaç dakika ayırarak ilgili grafiklere ve haberlere bakmak, genel durumu anlamamıza yeter.
Bunu yapmanın iki nedeni var; birincisi, belirli bir piyasaya yabancılaşmamızı engellemek, ikincisi ise iyi fırsatlar bulduğumuzda anında geri dönebilmemiz. Piyasa duraklama döneminde benim önerim beklemek, zorlamaktan kaçınmak. Beklemek, belirli bir zaman diliminde piyasayı izlemek anlamına gelir, doğrudan çıkmak değil. Bu ikisi arasında büyük bir fark var. Ülkemizde birçok yatırımcı A hisselerini alıyor, ardından A hisseleri duraklama dönemine girdiğinde hemen ilgisini kesiyor. Bu durumda piyasa hareketlendiğinde fırsatı yakalayamayabilirsiniz. “Fırsatlar, hazırlıklı olanlara gelir.”
Eğer müdahale için hazırlık bile yapmadıysan, nasıl yeniden ayağa kalkabilirsin? Bir sonraki A hisseleri boğa piyasasında bile kazanç elde edemeyebilirsin.
3.1.2 Pozisyon - Ne kadar pozisyona sahip?
Pozisyonla ilgili stratejiler kesinlikle temeldir, ancak genellikle çoğu trader tarafından yanlış anlaşılan bir konudur. Pozisyon büyüklüğü, çeşitliliği ve sermaye yönetimini etkiler. Çeşitlilik, birçok yatırım aracında riski dağıtmaya çalışmak ve başarılı işlemleri yakalama şansını artırarak kâr elde etme şansını artırmak anlamına gelir.
Doğru çeşitlendirme, çeşitli farklı varlık türlerinde benzer işlemler yapmayı gerektirir. Fon yönetiminin önemli bir amacı, yatırımcıların aşırı pozisyon almaktan kaçınmalarını sağlamaktır; çünkü bazı değersiz varlıklara aşırı ağırlık vermek, ellerindeki fonları israf etmek anlamına gelir. Diğer mükemmel varlıklara yatırım fırsatını kaçırmak. Pozisyon büyüklüğü, ticaretin çok önemli bir yönüdür. Tanıştığım birçok acemi, belirli bir ticarette çok fazla risk almaya eğilimlidir. Özellikle A hisseleri ticareti, çünkü iflas durumu yok. Onların keyfi bir şekilde yüksek pozisyon alması. Ticaret sistemleri diğer açılardan mükemmel olsa bile, bu kayıplarını artırma olasılığını büyük ölçüde artırır.
3.1.3 Yön——Uzun mu yoksa Kısa mı
Yön, kâr edip edemeyeceğimizin ana faktörüdür; eğer bu noktadan saparsak, diğer faktörler esasen sadece kayıpları azaltmakla kalır, kâr elde etmek neredeyse imkânsız hale gelir. Ancak, yanlış yön tahmininin kâr elde etme olasılığını ortadan kaldırmadığını, doğru yön tahmininin de kesin olarak kâr edeceğiniz anlamına gelmediğini belirtmek gerekir.
**Ticaret her zaman belirsizlik içeren bir şeydir, bu açıdan uzun ya da kısa pozisyon almak için kesin doğru ya da yanlış yoktur, sadece kendi ticaret sistemimizin verdiği yönü takip etmeliyiz; birkaç kez zarar etse bile, bu ticaret sisteminizin başarısız olduğunu kanıtlamaz. Bir ticaret sisteminin belirlenen dönem içindeki yön tahmininin doğruluğu, yatırımcının kar veya zararını doğrudan etkiler. Normal kar-zarar oranları altında, yönü anlama şeklimiz yalnızca hesabın fonlarını değil, aynı zamanda yatırımcının psikolojisini de etkiler.