
“90-90-90 kuralı”, yatırımcı topluluklarında yeni başlayanların karşı karşıya kaldığı sert bir gerçeği tanımlar ve alım satım alanında yaygın olarak tanınan bir olgudur. Alım satımda %90 kuralı şeklinde de bilinen bu ilkeye göre, yatırımcıların %90’ı, işlem yapmaya başladıkları ilk 90 gün içinde varlıklarının %90’ını kaybeder. Bu istatistik, tesadüfi ya da sadece yanlış kararların sonucu değildir; farklı piyasalarda ve dönemlerde gözlemlenen sistematik bir yapıyı yansıtır. Bu kural, piyasaya yeni girenlere önemli riskleri ve zorlukları hatırlatan uyarıcı bir örnek olarak öne çıkar. Alım satımda %90 kuralı olarak da anılan bu desenin yaygınlığı, sektörün kendi yapısının bu sonucu doğurduğunu ve sistemin, çoğunlukla bireysel yatırımcıların kayıplarından fayda sağladığını gösterir. Alım satımda %90 kuralının ne anlama geldiğini kavramak, işlem yapmanın doğasında bulunan zorlukları ve doğru eğitim, risk yönetimiyle gerçekçi beklentilerin önemini anlamanın ilk adımıdır.
Finansal piyasalarda katılımcılar genel olarak iki ana grupta değerlendirilir: “smart money” ve “dumb money.” Smart money; kurumsal yatırımcılar, hedge fonlar, piyasa yapıcılar ve ileri düzey bilgi, kaynak ve analiz araçlarına sahip deneyimli profesyonel yatırımcıları ifade eder. Bu gruplar, piyasayı hareket ettirecek sermaye, uzmanlık ve altyapıya sahip olup kârlı fırsatları tespit edebilme avantajına sahiptir. Buna karşılık dumb money ise, kendi sermayeleriyle işlem yapan ve genellikle sınırlı kaynak ve piyasa bilgisine sahip bireysel yatırımcıları temsil eder. Bu ayrım, bireysel yatırımcıları küçümsemek için değil, onların piyasa hiyerarşisindeki konumunu netleştirmek ve alım satımda %90 kuralının piyasa dinamiklerine nasıl ışık tuttuğunu göstermek için yapılır. Smart money’nin temel stratejisi; çeşitli piyasa mekanizmalarıyla dumb money katılımcılarından sistematik olarak servet transfer etmektir. Bu transfer; bilgiye hızlı erişim, algoritmik işlem avantajları, piyasayı yönlendirecek sermaye gücü ve bireysel yatırımcıların öngörülebilir davranışlarını öngörüp bunları değerlendirme yeteneğiyle gerçekleşir. Bu dinamik, küresel piyasalarda sürekli yaşanır; kurumsal oyuncular, bireysel yatırımcıların hatalarından, duygularından ve sınırlı kaynaklarından doğrudan kâr elde eder; bu da alım satımda %90 kuralı istatistiklerine doğrudan katkı sağlar.
Likidite, finansal piyasaların temelini oluşturur ve bir varlığın önemli fiyat değişimi olmaksızın kolayca alınıp satılabilmesini ifade eder. Smart money’nin stratejilerini etkin uygulayabilmesi ve sürdürülebilir kâr elde edebilmesi için yüksek likiditeye ihtiyaç vardır; yani piyasada her an yeterli alıcı ve satıcı bulunmalıdır. Bu noktada dumb money, piyasa ekosisteminde kritik bir rol üstlenir ve alım satımda %90 kuralı olgusunu açıklamada anahtar rol oynar. Bireysel yatırımcılar, bireysel olarak dezavantajlı olsalar da, topluca kurumsal yatırımcıların pozisyonlara rahatça girip çıkmalarını sağlayan likiditeyi yaratırlar. Smart money büyük hacimli alım yapmak istediğinde satıcıya, satış yapmak istediğinde ise alıcıya ihtiyaç duyar; bu işlevi genellikle bireysel yatırımcılar farkında olmadan üstlenir. Sürekli bireysel katılım olmazsa, piyasada ciddi sürtünme, geniş alış-satış makası ve volatilite artışı görülür; bu da büyük kurumların strateji yürütmesini zorlaştırırdı. Sonuç olarak, dumb money’nin varlığı, smart money için piyasada etkin işlemler ve kârlı operasyonlar sağlar; bu gerçek de alım satımda %90 kuralının temelini oluşturur.
Finansal piyasalarda alım satım, tamamen sıfır toplamlı bir oyun olarak işler; yani birinin kazancı, doğrudan başka birinin kaybına eşittir. Bu gerçek, alım satımda %90 kuralının varlık nedenini, neden çoğu bireysel yatırımcının kâr elde edemediğini ve bu kuralın temelini açıklar. Piyasalarda kazanılan her bir lira, doğrudan başka bir yatırımcının zararından gelir. Bir işlemden kâr ettiğinizde, işlemin karşı tarafı zarar eder; para kaybettiğinizde ise bu başkasına kazanç olarak döner. Bu durum, her alıcıya bir satıcı gerektiği ve kazananlar ile kaybedenler döngüsünün hiç durmadığı yoğun bir rekabet ortamı oluşturur. Sıfır toplamlı yapı, alım satımda kârın değer yaratmak değil, piyasa hareketlerini doğru tahmin edip işlemlerin doğru tarafında yer almakla ilgili olduğunu gösterir. Smart money; bilgi, kaynak ve deneyim açısından önemli avantajlara sahip olduğu için, istatistiksel olarak bireysel yatırımcıların kaybeden tarafta yer alması daha olasıdır; bu da alım satımda %90 kuralının temelini oluşturur. Bu ilkeyi kavramak, neden yatırımcıların çoğunun kaybettiğini ve piyasaların neden üstün donanımlı oyuncuları desteklediğini açıklar.
“90-90-90 kuralı”, alım satımda genellikle %90 kuralı olarak anılır ve bireysel yatırımcıların büyük çoğunluğunun kısa sürede ciddi kayıplar yaşadığı gerçeğini özetler. Bu olgu tesadüfi değildir; finansal piyasaların yapısal işleyişinin bir sonucudur. Smart money ve dumb money ayrımı, kurumsal yatırımcıların, bireysel yatırımcıların sağladığı likiditeden ve yaptıkları öngörülebilir hatalardan sistemli şekilde kâr elde ettiği bir yapı oluşturur. Alım satımın sıfır toplamlı doğası, varlığın sürekli olarak daha az deneyimli ve az kaynağa sahip katılımcılardan, üstün avantajlara sahip profesyonellere transferini garanti eder. Başarılı olmak isteyen yatırımcılar için, alım satımda %90 kuralı ve piyasa dinamiklerinin anlamını kavramak kritik önemdedir. Başarı, yalnızca teknik ve analitik bilgiyle değil; aynı zamanda zorlukların açıkça farkında olmayı, etkin risk yönetimini, sürekli eğitimi ve kurumsal oyunculara avantaj sağlayan bir ortamda psikolojik dayanıklılığı gerektirir. Piyasa hiyerarşisindeki konumunu ve sistemin işleyişini doğru değerlendirmek, alım satımda %90 kuralının bir istatistiği olmaktan kaçınmak için strateji geliştirmede ilk adımdır. Alım satımda %90 kuralının neyi temsil ettiğini tam anlamıyla kavrayan yatırımcılar, karşılaşacakları zorluklara daha hazırlıklı olur ve alım satım yolculuklarında daha gerçekçi beklentilerle ilerleyebilirler.
%90 kuralı, yeni yatırımcıların %90’ının ilk 90 gün içinde sermayelerinin %90’ını kaybettiğini belirtir. Bunun temel sebepleri arasında deneyimsizlik, zayıf risk yönetimi, duygusal işlemler ve yetersiz planlama yer alır. Başarı için eğitimli ve disiplinli işlem stratejileri gereklidir.
Evet, yaklaşık olarak yatırımcıların %90’ı para kaybeder. Bunun başlıca nedenleri zayıf risk yönetimi, duygusal kararlar ve etkin bir strateji eksikliğidir. Başarılı alım satım için disiplin, sürekli öğrenme ve deneyim şarttır.
90-90-90 kuralı, yatırımcıların %90’ının, piyasada işlem yapmaya başladıkları ilk 90 gün içinde sermayelerinin %90’ını kaybettiğini ifade eder. Bu kural, yeni başlayanların karşılaştığı yüksek risk ve zorlukları vurgular ve kripto piyasalarında başarıya ulaşmak için eğitim, risk yönetimi ve işlem disiplininin önemini öne çıkarır.











