

Staking, kullanıcıların sahip oldukları tokenleri bir blockchain ağı içinde kilitleme eylemini ifade eder; bu, işlem doğrulamasını ve blok üretimini desteklerken ağın güvenliğini ve merkeziyetsizliğini sağlar. Bu kilitleme davranışı, kullanıcılara karşılık gelen ödüller kazandırır ve ağın işletimine katılmaları için bir teşvik oluşturur.
Staking, yüzeyde banka vadeli mevduatlarına benziyor olsa da, fon kullanımı, gelir kaynakları ve risk taşıma açısından iki önemli farklılık vardır. Staking fonları, doğrudan blok zinciri konsensüs mekanizmaları ve işlem güvenliği için kullanılırken, banka mevduatları kredi işlemleri için kullanılır ve kazançlar banka karları tarafından belirlenir.
Doğrudan staking, teknik bilgiye sahip kullanıcıların kendi düğümlerini kurmalarına ve daha yüksek getiriler elde etmelerine olanak tanır. DeleGated staking, sıradan kullanıcıların profesyonel doğrulayıcılara deleGate yaparak ödülleri paylaşmalarını sağlar. Likit staking, staking haklarını temsil eden tokenlar çıkararak fon likiditesi ve istikrarlı getirilerin dengesini sağlar.
Staking sadece istikrarlı bir pasif gelir getirmekle kalmaz, aynı zamanda blok zincirinin güvenliğini ve saldırı karşıtı yeteneklerini de artırır. Bazı blok zincirleri, stake edenlerin yönetim kararlarına katılmasına izin vererek topluluk mutabakatını ve sağlıklı ekolojik gelişimi teşvik eder.
Staking riskleri, varlık değer kaybına yol açan tokenlerin önemli fiyat dalgalanmalarını, fon kilitli kalma süresinde likidite eksikliğini ve ihlaller nedeniyle düğümlerin ceza alarak stake edilen coinlerin bir kısmının kaybedilmesi (slashing) gibi durumları içerir. Yatırımcılar, riskleri dikkatlice değerlendirmeli ve makul bir şekilde dağıtmalıdır.
Staking, blockchain teknolojisinin güvenli bir şekilde çalışması ve kullanıcıların getiri elde etmesi için temel bir mekanizmadır. Kripto yatırımcıları için temel süreçlerini ve risklerini anlamak özellikle önemlidir.











